13. Hukuk Dairesi 2016/26550 E. , 2018/7465 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muarazanın men’i davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, ... Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, davalı tarafın 30.07.2015 tarih ve 98206689/Sözleşme 18062743/3953991 sayılı yazıları ile, ... Tıp Merkezi tarafından tanzim edilen 1 hastaya ait reçetenin sahte olduğunun belirlenmesi sonrasında 2012 Eczane Protokolü’nün 5.3.2"nin ihlal edilmesi yani reçete arkasındaki imzanın hastaya ait olmaması gerekçesi ile 1 kez uyarı ve cezai şart, aynı protokolün 5.3.5"nin ihlal edilmesi yani reçetede yazılı ilaçların hastaya teslim edilmemesi nedeniyle 1 kez uyarı ve cezai şart yani toplamda her iki madde yönünden 10.436,80 TL cezai şart ve uyarı ve aynı Protokolün 4.3.6 maddesi gereği de, 2.087,36 TL reçete bedeli tahsil işlemi uygulanacağı şeklinde bildirim yapıldığını, kurum tarafından uygulanan uyarı, cezai şart ve reçete bedeli tahsil işlemi haksız ve hukuka aykırı olup öncelikle söz konusu işlemlerin iptaline, muarazanın bu şekilde önlenmesine, kurum tarafından hak edişlerinden yapılan kesintinin kesinti tarihi itibariyle faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulüne, davalı kurumca, davacıya yönelik uygulanan davaya konu uyarı ve cezai şart bedelinin tahsil isteminin haksız olduğunun tespiti ile taraflar arasındaki çekişmenin önlenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılı Tip Sözleşmesinin 5.3.2, 5.3.5 ve 4.3.6. maddelerine aykırılık nedeni ile davacı hakkında uygulanan cezai işlemin iptali istemine ilişkindir. 5.3.2. madde hükmü; “Eczacının Kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.” 5.3.5. madde hükmü ‘Hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai Ģart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleĢme feshedilir ve 6 (altı) ay süre ile sözleĢme yapılmaz. Ancak, Kurum tarafından yapılacak soruşturma neticesinde hastaya teslim edilmek üzere hastanın ilaç alım tarihinden itibaren 60 (altmış) günü geçmeyecek sürede ilaçların eczanede bekletildiğinin saptanması halinde bu madde hükmü uygulanmaz.’, 4.3.6. madde hükmü ‘Protokolün (5.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez. Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte eczacının Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. Eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde, genel hükümlere göre tahsil edilir.’ lafzını içermektedir. Davacı, bir adet sahte reçete ile kendi eczanelerinden ilaç temin edildiğini, reçetenin sahte olduğunu bilmelerinin mümkün olmadığını kendilerinin kimlik kontrolü yapmak gibi bir sorumlulukları olmadığını, sistem tarafından izin verilen ilacın ilgiliye teslim edildiğini bu nedenle ilgili maddenin uygulanamayacağını ileri sürerek cezai işlemin iptalini istemiştir. davalı ise Protokolün 3.2.2 maddesinde ilaç tesliminde kimlik bilgilerinin alınmasının zorunlu olduğunu belirtilerek davanın reddini dilemiştir. Bu madde hükmü ise; “Reçetelerin arka yüzünde; ilacı/ilaçları alan kişinin adı, soyadı ve” ..... kalem.... ..kutu ilacı aldım" ibaresi, hastanın veya birinci derece yakınının telefon numarası ve/veya adresi, imzası, ilacın/ilaçların reçete sahibi veya birinci derece yakını dışındaki kişilerce alınması halinde ise ayrıca T.C. kimlik numarası, T C. kimlik numarası olmaması halinde ibraz edilen kimlik belge numarası yer alacaktır.” lafzını içermektedir. Davacının, sahte olduğunu bilmediği reçeteye ilişkin ilacı hastanın bizzat kendisine teslim ettiği ancak gerekli kimlik kontrolünü yapmadığı hususu tartışmasızdır, uyuşmazlık protokole göre davacının böyle bir mesuliyetinin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamından ilacın, hastanın kendisi olduğunu iddia eden kişi tarafından teslim alındığı ancak yukarıda değinilen Protokolün 3.2.2 maddesine göre davacı yanca bir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu noktada ilgili madde hükümleri ihlal edilmiş olup, uygulanan cezai işlemde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır. Öyleyse, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.