
Esas No: 2019/259
Karar No: 2019/1482
Karar Tarihi: 11.03.2019
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Nitelikli Hırsızlık - Konut dokunulmazlığını ihlal etme - Mala zarar verme - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/259 Esas 2019/1482 Karar Sayılı İlamı
20. Ceza Dairesi 2019/259 E. , 2019/1482 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1) Uyuşturucu madde ticareti yapma
2) Nitelikli Hırsızlık
3) Konut dokunulmazlığını ihlal etme
4) Mala zarar verme
Hükümler : Mahkûmiyet
Beraat
Temyiz Edenler : 1) Cumhuriyet savcısı (sanıklar Yunus, Celal, Mehmet Şah, Reşat, ..., Başaran, Turgay aleyhine)
2) Sanıklar ... ve Metin müdafii
3) Sanık ...
4) Sanık ...
5) Sanık ... Adıyaman müdafii
6) Sanık ...
7) Sanık ... müdafii
./..
Sanıklar ... ve ... konut dokunulmazlığını ihlal etme suçu açısından Onama
Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’ın uyuşturucu madde ticareti yapma suçu açısından Onama
Sanık ... hırsızlık suçu açısından Onama
Sanık ... ve ...’ın hırsızlık suçu açısından Bozma
..., ..., ... ve ...hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan Bozma
... ve ...’in kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu açısından Mahalline İade,
... hakkında verilen kararlar hakkında Red
... ve ... hakkında verilen kararlara ilişkin Onama
... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan Onama
... hakkında mala zarar verme suçlarından Red,
... hakkında ...’e yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan Onama,
... hakkında ...’a yönelik hırsızlık suçundan Bozma,
... hakkında ...’a yönelik konut dokunulmazlığı ihlal etme suçundan Onama
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A)Sanık ...’ın mağdurlar ... ve ...’e yönelik “mala zarar verme suçundan” kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelenmesinde:
Hükmolunan adli para cezasının tür ve miktarı, 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakındaki Kanun"a eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B)Sanıklar ... ve ...’ın mağdur ...’a yönelik “mala zarar verme suçundan” kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelenmesinde:
Hükmolunan adli para cezasının tür ve miktarı, 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakındaki Kanun"a eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, sanıkların temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
C)Sanıklar ... ve ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine” ilişkin kararların incelenmesinde;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” veya “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE,
D)Sanık ..., ..., ..., ... hakkından “uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan” kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
E) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında “ uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan” kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde:
5271 Sayılı CMK’nın 35/3 maddesinde “ ilgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar kendisine okunup anlatılır” hükmü uyarınca karar cezaevinde olan sanık ...’a gerekçeli karar doğrudan tebliğ edilip karar okunup kendisine anlatıldığına dair bir evraka rastlanılmadığından yapılan tebligatın usulsüz olması sebebiyle temyizin süresinde yapıldığı kabul edilerek tebliğnamedeki temyiz isteminin reddine dair görüş benimsenmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Hükmedilen gün para cezasının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesi yerine TCK"nın 52/1. maddesi yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2) Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
3) İnfaza ilişkin olan ve infaz sırasında değerlendirilmesi gereken sanıklara verilmiş olan adli para cezasının süresinde ödenmediği takdirde cezanın 5275 sayılı ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkındaki yasanın 106/3. maddesi uyarınca hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ... müdafileri ve sanık ..., ... ve ...’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca giderilmesi mümkün bulunduğundan;
1) Hükmün gün adli para cezasının paraya çevrildiği bölümde bulunan "TCK’nın 52/1 maddesi" ibaresinin çıkarılarak yerine "TCK"nın 52/2. maddesi" ibaresinin yazılması,
2) TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanıklar hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
3) Hüküm fıkrasının sanığın verilen adli para cezasının süresinde ödenmemesine ilişkin bölümünde yer alan "taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geriye kalan kısmın tamamının tahsiline ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine" ibarelerinin hükümlerden çıkarılarak yerine "verilen adli para cezasının süresinde ödenmemesi halinde cezanın geri kalan kısmının tamamen tahsil edileceğinin ve ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına" ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
F)Sanıklar ...’un mağdur ...’e yönelik “mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından” kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz incelenmesinde:
Sanık ... hakkında ...’nın 03.05.2012 tarih ve 2012/746 esas sayılı iddianamesi ile mağdur ...’e yönelik TCK 142/1-b, 151/1, 116/1, 119/1-c, 53 maddesi uyarınca kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda bu konuda herhangi bir karar verilmediği anlaşılmakla, söz konusu suçlar yönünden zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Olay tarihinde sanık ...’un, diğer sanıklar ..., ..., ... ve ... ile birlikte olay mahallinde bulunarak kendisinin temin ettiği araç ile beklediği, ... ve Kasım’ın yukarı çıkarken ... ve ...’in internet cafe de beklerken kendisinin de araç içerisinde beklediği, ilk beyanında olay yerinden ayrıldıktan sonra ilk önce Kasım’ın kendisini ... ve ... ile birlikte araçtan indirdiğini beyan etmesine rağmen mahkemede verdiği ifadesinde Kasım dışındaki diğer sanıkların araçtan inip Kasım ile birlikte götürdüklerini ancak kolinin araçtan inerken kendisinin yardım etmediğini beyan etmesi karşısında, sanığın diğer sanıklarla birlikte hareket etmek suretiyle üzerine atılı suçları işlediği sabit olduğundan sanığın atılı suçlardan yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMK"nın 302. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
G) Sanık ... hakkında “nitelikli hırsızlık ve uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz incelenmesinde:
Dosya kapsamı itibariyle; sanığın, diğer sanıklar ..., ..., ..., ... ile birlikte ...’ın kiraladığı evde bulunan uyuşturucu maddeyi alıp daha sonra malı ...’a iade etmek şeklinde gerçekleşen olayda;
Sanığın tek olan bu fiili TCK’nın 188. maddesinin (3) fıkrasında tanımlanan “uyuşturucu madde ticareti yapma” ve suç tarihinde yürürlükte olan TCK’nın 142/1-b maddesinde düzenlenen “nitelikli hırsızlık” olmak üzere iki ayrı suçu oluşturmakta; dolayısıyla sanıkların eylemlerinin TCK’nın iki ayrı hükmünü ihlal ettiğinden fikri içtima nedeniyle sanıkların sadece daha ağır cezayı gerektiren “ uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan cezalandırılması gerekirken sanığın üzerine atılı nitelikli hırsızlık ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği sabit olmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMK"nın 302. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
H) Sanıklar ..., ..., ... hakkında mağdur ...’a yönelik “nitelikli hırsızlık” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerin incelenmesinde;
Dosya kapsamı itibariyle; sanıklar ..., ... ve ...’in, diğer sanıklar ... ve ... ile birlikte ...’ın kiraladığı evde bulunan uyuşturucu maddeyi alıp daha sonra malı ...’a iade etmek şeklinde gerçekleşen olayda;
Sanıkların tek olan bu fiili TCK’nın 188. maddesinin (3) fıkrasında tanımlanan “uyuşturucu madde ticareti yapma” ve suç tarihinde yürürlükte olan TCK’nın 142/1-b maddesinde düzenlenen “nitelikli hırsızlık” olmak üzere iki ayrı suçu oluşturmakta; dolayısıyla sanıkların eylemlerinin TCK’nın iki ayrı hükmünü ihlal ettiğinden fikri içtima nedeniyle sanıkların sadece daha ağır cezayı gerektiren “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan cezalandırılmaları ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca “nitelikli hırsızlık” suçundan da cezalandırılmalarına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, ... ve ... müdafileri ile ...’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMK"nın 302. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA,
I)Sanık ...,’ın mağdurlar ... ve ...’e yönelik konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde:
1) İddianame ile sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan TCK"nın 116/1. maddesinin uygulanması talebi ile kamu davası açıldığı halde, aynı Kanun"un 116/4. maddesinin uygulanma ihtimaline göre ek savunma hakkı tanınmadan hüküm kurulması,
2) Dosya kapsamında sanığın üzerine atılı suçu “cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da gece vakti” içerisinde işleyip işlemediği konusunda değerlendirme yapmadan sanık hakkında TCK’nın 116/4 maddesi uyarınca hüküm kurulması ve temel cezanın madde uyarınca 1 yıl yerine 6 aydan başlatılarak hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMK"nın 302. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkın saklı tutulmasına,
İ)Sanıklar ... ve ...’ın mağdur ...’a yönelik konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde:
1) İddianame ile sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan TCK"nın 116/1. maddesinin uygulanması talebi ile kamu davası açıldığı halde, aynı Kanun"un 116/4. maddesinin uygulanma ihtimaline göre ek savunma hakkı tanınmadan hüküm kurulması,
2) Dosya kapsamında sanığın üzerine atılı suçu “cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da gece vakti” içerisinde işleyip işlemediği konusunda değerlendirme yapmadan sanık hakkında TCK’nın 116/4 maddesi uyarınca hüküm kurulması ve temel cezanın madde uyarınca 1 yıl yerine 6 aydan başlatılarak hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ve sanık ...’nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMK"nın 302. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkın saklı tutulmasına,
J)Sanık ...’ın mağdur ...’e yönelik “nitelikli hırsızlık suçundan” kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz incelenmesinde:
Mağdur ... mahkeme huzurunda verdiği ifadesinde zararının olaydan iki gün sonra karşılandığını beyan etmesi karşısında; mağdur ...’den suç nedeniyle oluşan zararının tamamen giderilip giderilmediği, tamamen giderilmemesi halinde kısmi iade nedeniyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterip göstermediği sorularak, sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nın 168/1-4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMK"nın 302. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 11.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.