Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/4024
Karar No: 2021/3942
Karar Tarihi: 21.09.2021

Danıştay 3. Daire 2019/4024 Esas 2021/3942 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4024
Karar No : 2021/3942


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılarak mal varlığı hazineye intikal ettirilen, ticaret sicil kaydı terkin edilerek mükellefiyeti ve tüzel kişiliği sonlandırılan Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketinden alınamayan 2011 ila 2016 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 10/11/2015 tarihinde tescil edilen ortaklar kurulu kararı ile asıl amme borçlusu şirketin kanun temsilcisi olduğu görülen davacının, bu tarihten önceki dönemlere ilişkin olarak kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı ancak 20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile kapatılan ve tüm malvarlığı Hazine'ye devredilerek ticaret sicil kaydı re'sen terkin edilen Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi'nden tahsil edilmesi hukuken mümkün bulunmayan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla takibinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin 2011 ila 2015 yıllarına ilişkin kısmı iptal edilmiş, 2016 yılına ilişkin kısmı yönünden ise dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emirleri içeriği borçlarla ilgili olarak 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinin 5. fıkrası kapsamında davalı idarece yapılan başvurunun, Kocaeli ilinde olağanüstü hal kapsamında görevli İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca uygun görüldüğünün anlaşıldığı olayda, tahsil edilemeyen amme alacağı ve/veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı vasfını yitirmiş olduğu sonucuna ulaşılan ve asıl amme borçlusu şirketin malvarlığından tahsil olanağı bulunan amme alacaklarının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca yürütülen tasfiye işlemleri kesinleşmeden davacının takibinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra ödeme emrinin 2016 yılına ilişkin kısmı iptal edilmiş, davalı istinaf başvurusu bu nedenle reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğ edildiği ve dava açılmaksızın kesinleştiği, şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırmasından sonuç alınamadığı, sözü edilen kamu alacaklarının davacıdan tahsili için düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddiyle Vergi Dava Dairesinin kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
16/11/2015 tarih ve 208 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen yönetim kurulu kararıyla Özel ... Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi yönetim kurulu üyeliğine seçilen ve yönetim kurulu başkanı olarak şirketi temsile yetkili kılınan davacı adına, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılarak mal varlığı hazineye intikal ettirilen, ticaret sicil kaydı terkin edilerek mükellefiyeti ve tüzel kişiliği sonlandırılan Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketinden alınamayan 2011 ve 2016 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 365 . maddesinde anonim şirketin yönetim kurulu tarafından yönetileceği, 370. ve 371.maddelerinde yönetim kurulunun, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilmesinin mümkün olduğu ve temsil yetkisinin yönetim kurulu üyelerinden birine bırakılması halinde sorumluluğun ilgili üyeye ait olacağı kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının, dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının 16/11/2015 tarihinden sonraki dönemlerine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, kanuni temsilcilerin, tüzelkişilerin vergi ve buna bağlı alacaklardan dolayı sorumlu tutularak takip edilebilmeleri için, bu kişilerin borcun ait bulunduğu dönemde kanuni temsilci olmaları gerektiği, sorumluluklarının kanuni temsilci oldukları süreyle sınırlandırıldığı, anonim şirket yönetim kurulunun, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilmesinin mümkün olduğu ve temsil yetkisinin yönetim kurulu üyelerinden birine bırakılması halinde sorumluluğun ilgili üyeye ait olacağı sonucuna varılmaktadır.
16/11/2015 tarih ve 208 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen yönetim kurulu kararıyla, davacının Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketinden yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ve yönetim kurulu başkanı olarak şirketi temsile yetkili kılındığının anlaşıldığı olayda, bu tarihten önce şirketi temsil yetkisi bulunmadığı dikkate alındığında, adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin 16/11/2015 tarihinden önceki dönemlerine ilişkin kamu alacağından sorumlu tutulamayacağından Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ödeme emrinin bu kısma ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare istinaf başvurusunun reddinde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.


KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının; dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının 16/11/2015 tarihinden sonraki dönemlerine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın; dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının 16/11/2015 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN İSE REDDİNE,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 21/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.




(X)-KARŞI OY :
Davacı adına, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılarak mal varlığı hazineye intikal ettirilen, ticaret sicil kaydı terkin edilerek mükellefiyeti ve tüzel kişiliği sonlandırılan Özel … Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi'nin 2011 ila 2016 yıllarına ilişkin kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası, usulsüzlük cezası ve gecikme faizi borçlarından, kanuni temsilcisi olması nedeniyle müteselsilen sorumlu tutularak düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nca hazırlanan … tarih ve … Seri Nolu Uygulama İç Genelgesi'nde; kapatılan asıl borçlu şirkete ait tüm taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge, evrak ve taşınmazların Hazine'ye devri sonucunda "Devlet Malı" niteliğinde bulunması nedeniyle kamu alacağının asıl borçlu şirket mal varlığından tahsil imkanı bulunmadığı sonucuna varılarak, kamu alacağının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca tahsili öngörülmekle birlikte, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 5. maddesinin 5. fıkrasında, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca ticari faaliyeti ile mükellefiyeti kapatılarak ticaret sicilinden kaydı silinen ve her türlü mal varlığı ile alacak ve hakları, belge, evrak ve taşınmazları Hazine'ye bedelsiz olarak devredilen tüzel kişilerin vergi borçlarının ödenmesi öngörüldüğünden, 6183 sayılı Kanun kapsamında takibe tabi tutulacak kamu alacaklarının tahsiline dair usul ve esasların uygulanmasında anılan düzenlemede yer alan hükümlerin de dikkate alınması gerektiği açık olduğundan ve söz konusu şirkete ait kamu borçlarının 670 sayılı Kararnamenin 5. maddesi uyarınca tahsili yoluna gidilebileceği kuşkusuzdur.
Kocaeli Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosu tarafından Mahkemeye gönderilen yazıda; bahsi geçen kurumla ilgili tasfiye işlemlerinin devam ettiği, idareye ödenmesi gereken vergi, harç gibi borçların ilk sıraya alındığı ve yapılacak ödemelerin Maliye Bakanlığı'nın yetkisinde olduğunun bildirildiği görüldüğünden, davacıdan kanuni temsilci sıfatıyla tahsili istenen kamu alacağının "tahsil edilemeyeceği anlaşılan alacak" vasfı taşımadığı ve bu nedenle davacı adına ödeme emri düzenlenerek takibe geçilmesi hukuka uygun düşmediğinden, Vergi Dava Dairesi kararının dava konusu ödeme emrinin, 16/11/2015 tarihinden önceki dönemlere ait kamu alacaklarına ilişkin kısmının, yazılı gerekçeyle iptaline yönelik hüküm fıkrasının da onanması gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyorum .

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi