7. Hukuk Dairesi 2015/5583 E. , 2016/11616 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ... Belediye Başkanlığının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, iş akdini emeklilik nedeni ile haklı olarak feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, mahkemece davacının haftada 3 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiş ise de dinlenen davacı tanıkları işyerinde 3 vardiya halinde, haftanın 6 günü, günde 8 saat çalışıldığını beyan etmişlerdir. Bu çalışma şekline göre davacının fazla mesai yapmadığı sabit olup fazla mesai talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Kıdem tazminatına işletilen faizin başlangıç tarihi konusu taraflar arasında ihtilaflıdır.
Dava dosyası içeriğinden davacının iş akdinin emeklilik nedeni ile sona erdiği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14/5. maddesinde işçinin yaş koşulu dışında sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını doldurması ve işyerinden ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. İşçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, malullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan buna ilişkin yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır.
Dosyada davacının 1475 sayılı Yasanın 14/1-5 bendi gereğince yaş şartı dışında diğer şartları yerine getirdiğine ilişkin kurumdan aldığı yazıyı işverenlere bildirdiği yönünde bir kayıt ya da belge bulunmamaktadır. Bu nedenle kıdem tazminatı için faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken fesih tarihinden itibaren hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4- Davacının çıplak ücretinin ne kadar olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücretinin bordrolara göre brüt:1.063,88 TL olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de, bordrolarda davacının ücreti dönemin asgari ücreti olup, bilirkişi tarafından asgari geçim indirimi dahil net ücretin brüte çevrilmesi suretiyle tespit edilen ücretin çıplak ücret olarak esas alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı ... Belediye Başkanlığına iadesine, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.