22. Hukuk Dairesi 2017/21306 E. , 2019/6500 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının iş sözleşmesinin haksız şekilde işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının haklı nedenle iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, fazla çalışmanın sözkonusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İş sözleşmesinin, işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç iş günü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Somut olayda; davacı iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın davalı tarafından feshedildiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise iş sözleşmesinin davacının mazeretsiz devamsızlığı üzerine haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (h) alt bendinde, işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi hali mevcuttur. İşverenin yönetim hakkı kapsamında verdiği talimatlara işçi uymak zorundadır. İşçinin talimatlara uymaması işverene duruma göre iş sözleşmesinin haklı ya da geçerli nedenle fesih hakkı verir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda davacı iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise davacının kalite kontral görevlisi olarak çalıştığını, şirketin çam tel direk, maden direği ve tomruk alışları yaptığını, davacının alış için uygunluk verdiği mallarda sorunlar yaşamaya başladıklarını, sözlü olarak uyarıldığını; davacının para verilmesi halinde standartlara uygun olmayan direklere onay vereceğine ilişkin işyerine gelen telefon ve şikayetler üzerine görüşmek istenmesi üzerine görüşmeye gelmediği ve devamsızlık yapması sebebi ile iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Davacı tanıkları davacının iş sözleşmesinin nasıl sona erdiğine ilişkin bilgi sahibi olmadığı gibi iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte işyerinde çalışmaları bulunmamaktadır. Davalı tanıkları ise Kastamonu ve Sivastaki firma yetkililerinin kendilerini telefon ile arayarak davacının kontrole ilişkin onay vermek için para istediğini, belli bir para verildiği takdirde standartlara uygun olmayan direklere davacının uygun rapor vereceğini söylemeleri sebebi ile konuyu araştırmak ve soruşturmak için davacının davet edildiğini ancak merkez ofise gelmediğini beyan etmişlerdir. Davacının 01.06.2010 sonrası işe devam etmediğine ilişkin tutanak düzenlenmiştir. Tutanakta imzası bulunan işçi şefi olarak davalı işyerinde çalışmaya devam eden davalı tanığı ... ve diğer davalı tanıkları, feshe konu devamsızlığa sebep olan olay ve davacının devamsızlığını doğrulamıştır. Hal böyle iken iş sözleşmesinin davacının devamsızlığı üzerine davalı tarafından haklı sebeple feshedildiği gözetilmeksizin dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacağı taleplerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı, dava dilekçesinde hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağına ilişkin taleplerini ayrıştırmadan her iki alacak kalemi için fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak toplam 100 TL olarak istemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının hesabı ayrı ayrı yapılmış ve mahkemece her iki alacak için toplam miktar üzerinden hüküm kurulmuştur. Hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti istemleri farklı türden alacak olup, tabi oldukları hükümler de farklıdır. Bu sebeple mahkemece öncelikle davacıya hangi alacak kalemi için hangi miktarda talepte bulunduğu açıklattırılıp talepler ayrıştırılmalı ve her bir kalem kendi içinde hesaplanarak ayrı karar verilerek sonuca gidilmelidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 25.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.