Esas No: 1987/529
Karar No: 1987/827
Karar Tarihi: 16.03.1987
Danıştay 9. Daire 1987/529 Esas 1987/827 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Belediyenin tahsil ettiği imar çapı bedelinin vergi benzeri mali yükümlerden olduğu ve bu konudaki ihtilafların vergi mahkemelerinin görevine girdiği belirtilerek, davalı kurumun inşa edeceği çarşı binası nedeni ile belediyeden istediği imar çapı için tahsil edilen ücretin iadesi isteğiyle açılan davaya ilişkin kararın görev yönünden reddine ilişkin vergi mahkemesi kararına yapılan itirazın reddine ilişkin bölge idare mahkemesi kararının kanun yararına bozulması isteniyor. Vergi mahkemelerinin görevleri arasında belediyelere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesi yer alıyor. Belediye Gelirleri Kanunu’na göre alınan hizmet karşılığı ücretlerin benzeri mali yükümler kapsamında olduğu kabul ediliyor. İmar çapı bedelinin de bir ücret niteliğinde olsa benzeri mali yükümlerden olduğu hükme bağlanıyor. 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesine göre, vergi mahkemeleri de, idare mahkemeleri gibi genel görevli birer bağımsız mahkeme olarak görev yapmaktadırlar. Kanunun 6. maddesi ise vergi mahkemesinin görevlerini belirlemektedir. Vergi mahkemelerinin görevleri genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve
Daire : DOKUZUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1987
Karar No : 827
Esas Yılı : 1987
Esas No : 529
Karar Tarihi : 16/03/987
BELEDİYENİN TAHSİL ETTİĞİ İMAR ÇAPI BEDELİNİN "VERGİ BENZERİ MALİ YÜKÜMLER"DEN OLDUĞU VE BU KONUDAKİ İHTİLAFIN VERGİ MAHKEMELERİNİN GÖREVİNE GİRDİĞİ HK.
Uyuşmazlık; Davacı Kurumun inşa edeceği çarşı binası nedeni ile belediyeden istediği imar çapı için tahsil edilen ücretin iadesi isteği ile açılan davanın görev yönünden reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması isteğine ilişkindir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 1.maddesine göre, vergi mahkemeleri de, idare mahkemeleri gibi genel görevli birer bağımsız mahkemedirler. Bu nedenle, bozulması istenilen Bölge İdare Mahkemesi kararının bu konu ile ilgili hüküm fıkrasında yasaya uyarlık gÖrülmemiştir.
Sözü geçen yasanın 6.maddesinde Vergi Mahkemesinin görevleri genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlarla benzeri mali Yükümler ve bunlara ilişkin zam ve cezalar ile tarife uyuşmazlıklarının, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların ve diğer kanunlarla verilen işlerin çözümlenmesi olarak sayılmıştır.
Bu hükme göre, belediyelere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar vergi mahkemelerinin ana görevlerinden birini oluşturmaktadır. Belediyeler tarafından tarh, tahakkuk ve tahsil edilen mali yükümler ise oldukça çok ve çeşitlidir. Bunların büyük bölümü 26.5.1981 gün ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda düzenlenmiştir. Uygulamada uyuşmazlığa yol açan konular daha çok "benzeri mali yükümler" deyiminin kapsamını belirleme noktasından doğmaktadır. Türk mali sisteminde, genel bütçeye giren dairelerle mahalli idareler dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca vergi, resim ve harç alınması mümkün değildir.
vergi mahkemelerinin görevleri arasında sayılan "Benzeri mali yükümler"in en tipik örnekleri ise, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer almaktadır. Anılan yasanın 86-94.maddelerinde düzenlenen harcamalara katılma payları ile 97.maddesinde öngörülen ve ilgililerin isteği üzerine yapılan hizmetler karşılığı alınan ücretlerin "benzeri mali yükümler"den olduğu kuşkusuzdur. Nasıl ki, bir vergi, resim, harç olmayan, ancak köy bütçesine giren "salma"nın, benzeri mali yüküm olduğu tartışmasız ise, belediyelerce de Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca alınan hizmet karşılığı ücretlerin de benzeri mali yükümler kapsamında olduğunu kabul etmek gerekmektedir.
Bu açıklamalar karşısında olayın irdelenmesine gelince;
İmar çapı, gerek arsa gerekse yapı bakımından bir imar parselinin durumunu belirten bir belge olup, burada parselin ölçüleri, hududu, imar planında alacağı veya aldığı şekil ve üzerinde yapı varsa bunun konumu ve teknik şartları gösterilmektedir. Nitekim, çeşitli illere ait imar yönetmeliklerinde, inşaat ruhsatı alabilmek için yapılacak başvurularda, dilekçeye eklenecek belgeler arasında imar çapının da yer aldığı görülmektedir. Yani, yapı inşaat ruhsatı alınabilmesi için tapu senedi yanında imar çapının da eklenmesi koşulu aranmakta olup, bu da ilgili belediyeden sağlanabilmektedir ki, bu hali ile isteğe bağlı bir hizmet niteliğini de kaybetmektedir.
Bütün bunlar, belediyelerce alınan imar çapı bedelinin bir ücret niteliğinde de olsa "benzeri mali yükümler"den olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu nedenlerle imar çapı bedeline ilişkin davaların vergi mahkemelerinin görevine girdiği hususu kuşkuya yer vermeyecek derecede açık olduğundan Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51.maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir Örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine ve Resmi Gazetede yayınlanmasına karar verildi.
(21.5.1987 Gün ve 19438 Sayılı R.G.'de yayımlanmıştır.)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.