
Esas No: 2019/3012
Karar No: 2019/6853
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/3012 Esas 2019/6853 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı Hazine vekili, asli müdahil Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Zonguldak ili, ... ilçesi,... köyünde 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre 1983 yılında yapılan tapulama çalışmasında çekişmeli 230 ve 619 sayılı parseller havza-i fahmiye sınırları içerisinde kalması ve tapu kaydı bulunmaması sebebiyle zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı belirtilerek tapulama harici bırakılmıştır.
Davacı ... ilçesi,... köyünde kain 230 parsel ile 619 parsel sayılı taşınmazların önceki mevzuata göre havza-i fahmiye sınırları içinde kaldığından senetsizden kazandırıcı zaman aşımı ile adına tespit yapılmayarak tapulama haricinde bırakıldığını, 1986 yılında çıkan 3303 sayılı Kanun ile senetsizden zilyetlikle tescile imkan tanındığını, bu taşınmazların babası ......ve ... oğlu 1926 doğumlu ....nizasız ve fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulundurduğu taşınmazlar olduğunu, adı geçen bu taşınmazlarını 2000"li yıllarda kendisine hibe ettiğini ve 04.09.2005 tarihinde öldüğünü, diğer mirasçılar kardeşlerinin de kendi adına verilmesine muvafakat ettiğini, bu nedenle bu taşınmazların senetsizden adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli müdahil Orman Yönetimi vekili dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olması, zilyetlik ve tapu kaydı ile kazanılacak yerlerden olmaması sebepleri ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sonunda mahkemece; davanın 1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Zonguldak ili, Kdz. ... ilçesi,... mahallesi 619 parselde kayıtlı taşınmaz ile fen bilirkişi Türkan Erol"un 10/06/2015 tarihli krokisinde belirttiği Zonguldak ili, Kdz. ... ilçesi,... mahallesi 230 parselde (B) harfi ile gösterilen kırmızı renkli 2.151,55 m2"lik alanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazların altındaki madenlerin 3303 sayılı Kanunun 2. ve 3. maddelerine göre Hazineye ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilmesine, (A) harfi ile gösterilen yeşil renkli 3.835,50 m2"lik kısmın Hazine adına orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı Hazine vekili, asli müdahil Orman Yönetimi vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Dava tapulama harici bırakılan taşınmazların tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 03/06/1995 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışması ile 15/03/1984 - 13/04/1984 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
Hükme esas orman bilirkişi raporu ekindeki tahdit haritasında tahdit hattı 294 (6294 de olabilir) nolu OS noktasından kuzeybatıya doğru devam ederken, Orman İşletme Şefi Fatih Dinçer tarafından imzalanan orman tahdit krokisinde ise tahdit hattının 6294 OS noktasından batıya doğru devam ettiği ayrıca tahdit tutanaklarının 25-26. sayfasında “...91 nolu OS noktası tesis edildi. Bu noktadan itibaren orman sınır hattının tapulama parsel sınırına aynen uyularak sağ taraf Kapukaya Devlet ormanı, sol taraf İbrahim Gülsever’a ait 230 numaralı parsel sınırı olmak üzere takiple, bu parselin kuzeydoğu köşesine ormanın tarla içine burun yaptığı yere geldiği tesbit edilerek ağaç kazık üzerine 92 nolu OS noktası tesis edildi.” şeklinde belirtildiği anlaşılmakla dosyadaki bilirkişi raporu ve tahdit krokisiyle tahdit tutanakları arasındaki çelişki giderilmemiş, taşınmazların kesinleşmiş orman tahdidine göre konumları duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiştir.
Bilindiği üzere 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesi “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmünü içermekte olup 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslarda da gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verilerek uygulama yapılması gerektiği belirtilmiştir.
O halde mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, büro orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, çekişmeli taşınmazın tahdit içinde ve dışında kalan bölümleri açıkça ve anlaşılır şekilde bu haritada işaretlenmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parseller yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.