22. Hukuk Dairesi 2017/21152 E. , 2019/6478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek fark kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş, davacının iş sözleşmesinin alacakları ödenmek suretiyle sonlandırıldığını, ödenmeyen fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretinin bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Davacı temyizi yönünden;
a)Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
b)Taraflar arasında davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödenip ödenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yapılan işin niteliği gereği davacının hafta tatillerinde çalıştığı, dini bayramlar dışındaki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilmiş, tüm tanık beyanları ve yapılan işin niteliği dikkate alınarak haftanın altı günü 07.00-19.00 saatleri arasında günlük 10,5 saat çalışma yapmak suretiyle haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı mütalaa edilmiştir. Ancak mahkemece davacı tanığının davalıya karşı açtığı aynı mahiyette dava dosyasının bulunması nedeniyle husumetli olması karşısında bu tanığın beyanlarına itibar edilemeyeceği, bunun sonucu olarak da fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günü çalışma iddialarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle bu istemlerin reddine karar vermiştir. Davacı ile aynı işveren nezdinde aynı dönem ve işte çalışarak aynı gün iş sözleşmesi feshedilen davacı tanığının açtığı dava dosyasında mahkemece tanık anlatımlarına göre, bu işçinin haftanın 5 günü, 07.00-22.00 ; 2 günü 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilmiş, fazla çalışmanın günlük 3 saati aşamayacağı görüşü ile haftalık 21 saat fazla çalışma yaptığı belirlenmiştir. Yine, dini bayramlar dışındaki genel tatil günlerinde ve hafta tatili kullanmaksızın çalıştığı tespit edilmiş, söz konusu karar Dairemizin 2017/17573 Esas sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
Dosyamız kapsamındaki bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışma iddialarına ilişkin olarak yapılan değerlendirmenin salt husumetli davacı tanık anlatımına göre yapılmadığı, aksine yapılan işin niteliği göz önüne alınarak ele alındığı belirgindir. Öte yandan, Dairemizin 2017/17573 Esas sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen mahkeme kararı da nazara alındığında, dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin hükme esas alınması dosya içeriğine uygun düşecektir.
2-Davalı temyizine gelince;
a)Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
b)Taraflar arasında davacının hizmet süresi uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davacı işçi, 11.08.2012- 17.05.2014 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde çalıştığını iddia etmiş; davalı yan ise, davacının 17.09.2012-19.12.2013 tarihleri arasında davalı şirkette çalışmadığını ve bu dönemin ... Mad. -... Yapı- ... İnş. şirketleri nezdinde geçtiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı şirketin yanısıra, hizmet döküm cetvelinde işvereni olarak gözüken bir kısım dava dışı şirkette de çalışma kaydı bulunmasına karşın, kabul edilen tüm çalışma süresi boyunca davalı şirket nezdinde çalıştığı gerekçesiz olarak kabul edilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu konuda açıklama yapılmamıştır. Dosya kapsamına ve kurum kayıtlarına göre davacının çalışma süresinin başlangıcına dair iddiasının ispatlanamadığı görülmekle, buna ilişkin mahkeme kabulü isabetlidir. Ancak, mahkemece verilen kararın eksik incelemeye dayandığı anlaşılmaktadır. Davacının kapsamında çalıştığı ihale/ihaleleri Karayolları Bölge Müdürlüğü"nden hangi şirket/şirketler tarafından yüklenildiği, bu şirketler ile davalı arasında davalının sorumluluğunu gerektirecek hukuki bir ilişki bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, ilgili işverenliklerle ilgili tüm ticaret sicil kayıtları ve mevcutsa aralarındaki ilişkiyi gösteren hizmet alım sözleşmesi ve ekleri gibi tespite dayanak yapılan belgeler dosya içerisinde alınmalı, tanıklar yeniden dinlenerek fiili çalışma ve şirketler arasındaki bağ hususunda beyanları alınmalı, sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre, deliller hep birlikte değerlendirilerek davacının hizmet süresi ve davalının hukuki sorumluluğu netleştirilmelidir.
Mahkemece davalı ile davacının hizmet döküm cetvelinde işvereni olarak gözüken dava dışı şirketler arasındaki hukuki ilişki titizlikle araştırılıp hizmet süresi net olarak belirlenmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.