17. Hukuk Dairesi 2018/1511 E. , 2020/8747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
-K A R A R-
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraflar vekilince temyiz edilmiş, davalı vekilince de duruşma talep edilmiş, duruşma için tayin edilen 06.10.2020 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının yürüttüğü inşaat faaliyetleri ile ilgili risklerin davalı tarafından İnşaat/Montaj Bütün Riskler Sigorta Poliçesiyle teminat altına alındığını, riziko mahallinde 19.10.2015 tarihinde meydana gelen toprak hareketleri ve göçükler sonucu inşaat alanındaki yapılar ve ekipmanın zarar gördüğünü, ayrıca inşaatın yanında bulunan oto sanayi sitesinin ortak alanlarında ve işyerlerinde hasar oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000.000,00 TL"nin olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetersiz ilk projeye dayalı olarak inşaatı yapan davacının 1 yıllık bir süreçte ortaya çıkan ve çökme riskini kaçınılmaz kılan durumları davalıya bildirmediğini, riziko bakımından anilik unsurunun da gerçekleşmediğini ve zararın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; alınan bilirkişi raporuyla, davacının yetersiz proje ile inşaata başladığı ve oluşan deformasyonları gidermek için aldığı ek projeyi de zamanında uygulamayıp rizikonun zaman içinde ortaya çıkmasına neden olduğunun anlaşıldığı; davacının davalı sigortacıya kasten bilgilendirme yapmadığı anlaşıldığından zararın teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara, davacı vekili İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz etmiştir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile Kloz 115/Tasarımcı Rizikosu Teminatı kapsamında kalan zarara ilişkin olarak 1.500.000,00 TL"nin 30.12.2015 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından; İtiraz Hakem Heyeti kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu"nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2020/1 sayılı kararı ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nin 31.01.2018 tarih, 2017/1360 E.-2018/154 K. sayılı kararının kaldırılarak davacı vekili ve davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
2-Dava, İnşaat/ Montaj Bütün Riskler Sigorta Poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigortacı, davaya konu edilen rizikonun ani gerçekleşen toprak kayması ve çökme niteliğinde olmadığını, 1 yıllık süreçte gerçekleşen ve anilik unsuru barındırmayan vasıfta olduğunu, bu nedenle de tüm zararın teminat dışı olduğunu savunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti ise; davaya konu edilen asıl çökme olayından önce, rizikonun gerçekleşmesi riskini artıran (inşaat alanında çatlamalar oluşması şeklindeki) önemli husus davalı sigortacıya bildirilmediği için, zararın tamamının teminat kapsamında olmadığı; davacının inşaat faaliyetlerine başlamadan önce yaptırdığı projenin eksik olması nedeniyle, 1 yıllık süreçte oluşan zemin hareketleri bakımından anilik unsurunun gerçekleşmediği; ancak, güçlendirme projesinin uygulaması devam ederken gerçekleşen çökme bakımından anilik unsurunun mevcut olduğu ve bu nedenle poliçedeki tasarımcı rizikosu kapsamında davalının zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Davacının, inşaat faaliyetine başlamadan önce Şubat 2014"te zemin etüdünü yaptırıp rapor aldığı, zeminde uygulanacak iksa sistemi için de Mayıs 2014"te iksa projesi hazırlattıktan sonra, poliçe ile teminat altına alınan inşaat çalışmasını Temmuz 2014"te başlattığı; proje dahilinde inşa faaliyeti sürdürülürken, zeminde yer yer deformasyonlar oluşması üzerine inşaatın durdurulup, güçlendirme projesinin Ekim 2014"te hazırlatıldığı ve uygulanmaya başlandığı; davaya konu edilen toprak kayması tarihinin ise 21.10.2015 olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun "zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğü" başlıklı 1448/1. maddesinde "sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda, zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması veya sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının korunabilmesi için, imkânlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortacının bu konudaki talimatlarına olabildiğince uymak zorundadır" düzenlemesine; aynı maddenin 2.fıkrasında "bu yükümlülüğe aykırılık, sigortacı aleyhine bir durum yaratmışsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır" düzenlemesine ve 3.fıkrasında ise "sigortacı sigorta ettirenin birinci fıkra gereğince yaptığı makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, sigorta tazminatından veya bedelinden ayrı olarak tazmin etmekle yükümlüdür" düzenlemesine yer verilmiştir.
Sigorta sözleşmesine konu rizikonun gerçekleşme ihtimalini artıran ve sigortacının durumunu ağırlaştıracak mahiyetteki hususları sigortacıya bildirmek, sigortalı bakımından yükümlülük olmakla birlikte; TTK"nun 1448.maddesi gereği, zararın oluşumunun engellenmesi için gerekli önlemlerin alınması da sigortalı için bir yükümlülüktür. Sigortacının sorumluluk derecesi belirlenirken, gerek
rizikoyu ağırlaştıracak hususların bildirilmesine ilişkin yükümlülük, gerekse riziko ağırlaşmasını engelleyecek önlemlerin alınması yükümlülüğünün birlikte ele alınması gereklidir. Aksi yöndeki bir kabul, güven ve iyiniyet temelinde kurulan sigorta sözleşmesinde, taraf menfaatleri arasındaki dengenin bozulmasına yol açacaktır.
Somut olayda; gerekli ön çalışmaları yapıp projelendirme (Mayıs 2014 tarihli iksa projesi) ile inşaat faaliyetlerine Temmuz 2014"te başlayan davacının, projenin uygulanması sırasında zeminde oluşan deformasyonlar nedeniyle inşa faaliyetini durdurarak, Ekim 2014 tarihli zemin güçlendirme projesini hazırlatmak suretiyle, rizikonun oluşumunun engellenmesi bakımından önlem aldığı; alınan bu önlem dahilinde güçlendirme projesine göre faaliyetini sürdürdüğü; rizikonun doğması ihtimalinin ilk ortaya çıktığı tarih ile davacının önlem aldığı tarih arasında geçen zaman da gözetilerek, TTK"nun 1448.maddesi kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği açıktır.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti"nce; TTK"nun 1448.maddesindeki düzenleme de gözetilerek, inşaata başlanırken uygulanan Mayıs 2014 tarihli iksa projesindeki eksikliğin Ekim 2014 tarihli güçlendirme projesiyle giderilmesi biçiminde önlem alınmaya çalışıldığı; davaya konu edilen zararın, inşaat çalışmasına başlandığı anda ya da Mayıs 2014 tarihli projenin uygulanması sırasında meydana gelmediği; projedeki eksikliğin giderilmesi için alınan Ekim 2014 tarihli güçlendirme projesinin uygulanması devam ederken, zararın doğumuna yol açan asıl toprak kayması rizikosunun gerçekleştiği; İnşaat ... Sigortası Genel Şartları"nın A.4-h maddesi ve poliçe özel şartındaki "proje hatasından kaynaklanan zararların teminat dışı olduğu" hükmünün yapılan açıklamalar dahilinde değerlendirilmesi gerektiği dikkate alınarak, teminatın kapsamı ile sigortacının sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazları ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nin 31.01.2018 tarih, 2017/1360 E.-2018/154 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazları ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; dosyanın, İtiraz Hakem Heyeti"ne iletilmek üzere, hakem kararının saklanması kararını veren ... ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesine; 2.540,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalıya geri verilmesine, 21/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.