Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 25.12.2012 günü duruşmalı temyiz eden davacı T. G.vekili Av. .ve karşı taraf temyiz eden davalı N. B.geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflara açılmış bu dava ile ilgili olarak delillerini bildirmeleri için süre verilmesi, gösterildikleri takdirde taraf delillerinin toplanması ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 900 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.25.12.2012 (Salı)

KARŞI OY YAZISI

Dava, ergin kişinin evlat edinilmesi isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu, ergin veya kısıtlıların evlat edinilebileceği halleri 313. maddesinde üç bent halinde saymıştır. Bunlar; bedensel veya zihinsel özrü sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç ve evlat edinen tarafından en az beş yıldan beri bakılıp gözetilmiş ise (m.313/1); evlat edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş ise (m.313/2); diğer haklı sebepler mevcut ve en az beş yıldan beri evlat edinen ile aile halinde birlikte yaşamakta ise (m.313/3) ergin veya kısıtlı evlat edinilebilir. Evlat edinilecek kişinin bedensel veya zihinsel özürlü olduğu davada iddia edilmediğine göre, maddenin (1.) bendindeki hal, davanın dışındadır. Mahkemece, maddenin (2.) ve (3.) bendinde gösterilen hallerin bulunup bulunmadığının tespiti ve davacıyı evlat edinmeye yönelten sebeplerin belirlenmesi için Türk Medeni Kanununun 316/1. maddesi gereğince uzmanlardan görüş alınmıştır. Uzmanlar taraflarla yüz yüze görüşmüşler ve bu görüşme sonucunu mahkemeye sundukları 10.10.2011 tarihli raporda açıklamışlardır. Davacı uzmanlarla yaptığı görüşmede, evlat edinmek istediği Neslişah"ın 1997 yılından beri eğitim masraflarını kendisinin karşıladığını, aynı çatı altında bir aile halinde birlikte hiç yaşamadıklarını ifade etmiş, evlat edinilmek istenen davalı N.da, uzmanla yaptığı görüşmede, küçükken davacının evinde hiç kalmadığını ve bir aile halinde birlikte yaşamalarının söz konusu olmadığını söylemiştir. Davacı ve davalının bilirkişilere ifade ettikleri bu beyanlar karşısında, delil toplanması sonuca etkili olmayacaktır. Yasanın 313. maddesinin (2.) ve (3.) bendindeki hallerin mevcut olmadığı, tarafların kendi beyanlarıyla bellidir. Bu bakımdan yerel mahkemenin davayı reddetmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu sebeple hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne iştirak etmiyoruz