15. Hukuk Dairesi 2016/4229 E. , 2017/924 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş
olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne ve davalının icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulmasına dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 41/4. maddesi gereğince bir işin duruşmasında bulunan başkan ve üyelerin çoğunluğunun kurul kadrolarında değişiklik, izin veya hastalık gibi nedenler dışında o işin görüşülmesinin yapıldığı kurullarda yer alması zorunlu ise de, 10.11.2015 tarihli duruşmada hazır bulunan Daire Başkanı Aysel Özgür ve üye Recep Yalçın"ın emeklilik nedeniyle görevden ayrılmaları,...."ın da üyelik görevinin sona ermesi nedeniyle işin görüşülmesinin yapıldığı bu günkü kurulda yer almaları fiilen ve hukuken mümkün olmadığından temyiz incelemesinin duruşmada hazır bulunmayan daire Başkanı ..."ün Başkanlığında duruşmada hazır bulunan üyeler ... ve ... ile duruşmada hazır bulunmayan daire üyeleri ... ve ..."nin katılması ile yapılmasına karar verilerek işin esası incelendi;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
./..
s.2
15.H.D.
2016/4229
2017/924
2-Davacı ile davalı şirket arasında, dava dışı... Bilgi Teknolojileri Ltd. Şti. ile davacı arasında imzalanan 14.01.2012 tarihli sözleşme dışında mahkemenin gerekçeli kararının son sayfa 2. fıkrasında mahkemece de kabul edildiği gibi sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu ile gerçekleştirilen imalâtın 04.01.2012 tarihli sözleşme dışındaki imalâtlar olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında mahkemenin de kabulünde olduğu üzere yazılı sözleşme olmadığı gibi varlığı kabul edilen sözlü eser sözleşmesinde iş bedelinin yabancı para cinsinden kararlaştırıldığı ve hesaplanacağına dair bir mutabakat da bulunmamaktadır. Keza davalı husumet itirazında bulunduğundan sözlü eser sözleşmesi gereğince yapılacak işlerin Türk Lirası cinsinden karşılığı konusunda da anlaşma mevcut değildir.
İşin yapıldığı ileri sürülen ve icra takibinin yapıldığı 10.05.2012 tarihinden önce yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 366. maddesi hükmünce eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı sabit olup, tarafların bedelde anlaşamamaları halinde, bedelin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleri ile KDV dahil ve yine BK"nın 83. maddesi gereğince aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme konusu borç memleket parasıyla ödeneceğinden Türk Lirası cinsinden hesaplanması gerekir.
Yine takibin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 101. maddesi gereğince bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp alacaklının yöntemine uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi ya da alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması zorunludur. Somut olayda takipten önce alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürüldüğü ispatlanmamıştır.
Öte yandan itirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için İİK"nın 67/II. maddesi hükmünce borçlunun itirazında haksız ve alacağın likid olması gerekir. Somut olayda alacağın varlığı ile miktarı yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporu ile tespit edileceği, faturalara borçlu tarafından süresi içinde itiraz edilerek içeriği kesinleşmediği ve davacının işlemiş faiz istemekte haklı olmadığından borçlu itirazında tamamen haksız ve alacak likid sayılmaz.
Bu durumda mahkemece hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan davacının sözlü eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle yapımını üstlenip gerçekleştirdiği imalâtların yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçler ile Türk Lirası cinsinden ve KDV de piyasa fiyatı içinde olacağından KDV dahil bedeli gerekçeli ve denetime elverişli ek raporla hesaplattırılarak bu miktar üzerinden itirazın iptâline karar verilmesi, takipten önce temerrüt gerçekleşmediği ve kesin vade de olmadığından işlemiş faiz talebinin ve koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının
./..
s.3
15.H.D.
2016/4229
2017/924
reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.