23. Ceza Dairesi 2016/2922 E. , 2016/10291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-g, 62, 52, 53 ve 58. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 3.000 TL adli para cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık tarafından Posta Gazetesi"ne verilen araç satış ilanını gören mağdur ..."ın sanık ile irtibata geçtiği, sanığın kendisini emekli hakim Ümit olarak tanıtarak, aracı başkalarına satmaması için kapora göndermesi gerektiğini söylemesi üzerine, mağdur tarafından 300 TL kaporanın sanığın adına kartsız işlem ile yolu ile gönderildiği, sanığın da gönderilen parayı çekmesine rağmen mağdurun bir daha sanığa ulaşamadığı, sanığın bu surette hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettiği, sanığın ikrar içeren savunması, mağdur beyanı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde dolandırıcılık suçu: “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararını olarak, kendisine veya başkasını yarar sağlamak...” şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Kanun"un 158/1-g maddesinde ise, basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle suçun işlenmiş olması nitelikli hal sayılmıştır.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, basın ve yayın araçlarının dolandırıcılık suçunun işlenmesinde özel bir kolaylık sağlaması gerekir. Başka bir anlatımla suçun unsuru olan mağduru aldatmaya elverişli hileli davranışların ilanda yer alması ve hile teşkil eden hususların mağdurun aldatılmasında etkili olması gerekir. İlanı gören ve okuyan suç mağdurunun ilana güvenerek sanık veya başkasına yarar sağlamalıdır. Gazeteye verilen ilanın sadece sanıkla mağdurun buluşmalarını sağlayacağı, sanığın buluşmadan sonra telefonla veya yüz yüze mağdurla yaptığı görüşmelerde hileli davranışlarını sergilemesi halinde bu nitelikli halin uygulanmayacağı hususunda Yargıtay 11. ve 15. Ceza Dairelerinin içtihatları bu yönde olup, yerleşmiş uygulama da bu şekildedir.
Sanığın Posta Gazetesine araç satış ilanı vermek suretiyle katılanla telefon irtibatına geçerek kendisini emekli hakim Ümit olarak tanıtarak ilandaki aracı başkalarına satmamak için mağdurdan 300 TL kaparo istemesi üzerine mağdurun bu miktardaki parayı sanığın adına kartsız işlem yoluyla gönderdiği ve sanığın bu parayı çektiği ancak sanığa bir daha ulaşılamadığı bu suretle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda;
Görüldüğü üzere, gazeteye verilen ilanda mağdurları aldatmaya yönelik hileli bir davranışın yer almadığı, ilanın mağdurlarla sanıkları buluşturmaya yaradığı, sanıklar tarafından dolandırıcılık suçunun unsuru sayılan tüm hileli davranışların ilandaki telefonu arayan mağdurların sanıklarla buluşmasından sonra sergilenmiş olması karşısında, ilanın mağdurların aldatılmasında etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla; sanığın mağdura yönelik eyleminin TCK’nın 157-1 maddesinde tanımlanan basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağından hükmün bu sebepten dolayı bozulması gerekirken, eylemin aynı Kanun"un 158/1-g bendinde yazılı nitelikli halini oluşturduğuna ve hükmün onanmasına dair çoğunluk görüşüne karşıyım. 01/12/2016