Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14626
Karar No: 2012/31525

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/14626 Esas 2012/31525 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2012/14626 E.  ,  2012/31525 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Osmaniye Aile Mahkemesi
    TARİHİ :18.4.2012
    NUMARASI :Esas no:2011/874 Karar no:2012/345

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Toplanan delillerden kocanın nikahtan sonra evlilik birliğinin fiilen kurulması için gerekli çabayı göstermekten kaçındığı; davalı kadının kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığı; böylece boşanmaya neden olan olaylarda kusurun tamamen davacı kocada olduğu anlaşılmaktadır.
    Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK.md.166/2). Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak hükmün boşanmaya ilişkin bölümü temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
    2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacıdan kaynaklanan davalının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir olayın varlığının kanıtlanamamış olmasına, bu yöne ilişkin Türk Medeni Kanununun 174/2. madde koşullu da gerçekleşmediğinden; davalı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan manevi tazminata ilişkin temyiz itirazı yersizdir.
    b-Evlenmenin eşlere getirdiği yükümlülük ve sorumluluklar nikahın yapılmasıyla doğar. Nikahtan sonra eşlerin evlilik birliğini fiilen oluşturmamış olmaları; bu sorumluluk ve yükümlüklerinden kaçınma olanağı vermez. Davacının eşinin geçimi ile ilgili sorumlulukları devam etmektedir. O halde, talebine engel olabilecek bir kusuru saptanmayan ve boşanma sonucu yoksulluğa düşeceği gerçekleşen davalı yararına davacının mali gücü oranında uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken; yasal olmayan gerekçeyle bu isteğin reddi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. maddenin (b) bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2. maddenin (a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.12.2012 (Pzt.)

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi