22. Hukuk Dairesi 2017/21481 E. , 2019/6462 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin haksız nedenle davalı tarafından fesh edildiğini beyanla, kıdem, ihbar, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili ve yıllık izin alacaklarının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Cevaplarının Özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılardan ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin 2. fıkrası ve 4. maddesinde belirtilen ayrık durumlar dışında kalan bütün işyerlerinde, işverenler ile işveren vekillerine ve çalışma şekline bakılmaksızın işçilere bu Kanun’un uygulanacağı belirtilmiştir.
Kanun’un 2. maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır. İşçi ve işveren sıfatları aynı kişide birleşmez
İş Kanunu’nun 8. maddesinin 1. fıkrası göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın(işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir.
İş sözleşmesini eser ve vekâlet sözleşmelerinden ayıran en önemli ölçüt bağımlılık ilişkisidir. Her üç sözleşmede iş görme edimini yerine getirenin iş görülen kişiye (işveren-eser sahibi veya temsil edilen) karşı ekonomik bağımlılığı vardır.
İş sözleşmesini belirleyen ölçüt hukuki-kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukuki bağımlılık işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki talimatlara uyma yükümlülüğünü içerir. İşçi edimini işverenin karar ve talimatları çerçevesinde yerine getirir. İşçinin işverene karşı kişisel bağımlılığı ön plana çıkmaktadır. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini işverenin talimatlarına göre hareket etmek ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır. İşin işverene ait işyerinde görülmesi, malzemenin işveren tarafından sağlanması, iş görenin işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden talimat alması, işin iş sahibi veya bir yardımcısı tarafından kontrol edilmesi, bir sermaye koymadan ve kendine ait bir organizasyonu olmadan faaliyet göstermesi, ücretin ödenme şekli kişisel bağımlılığın tespitinde dikkate alınacak yardımcı olgulardır. Bu belirtilerin hiçbiri tek başına kesin ölçüt teşkil olmaz. İşçinin işverenin belirlediği koşullarda çalışırken kendi yaratıcı gücünü kullanması, işverenin isteği doğrultusunda işin yapılması için serbest hareket etmesi bağımlılık ilişkisini ortadan kaldırmaz. Çalışanın işyerinde kullanılan üretim araçlarına sahip olup olmaması, kâr ve zarara katılıp katılmaması, girişimcinin sahip olduğu karar verme özgürlüğüne sahip olup olmaması bağımlılık unsuru açısından önemlidir.
Somut olayda, davacı, davalıların mülkiyetinde bulunan taşınmazda bekçilik yaptığını, davalılar ise, taşınmazın miras yolu ile intikal ettiğini ve bu taşınmazının mülkiyeti her ne kadar kendilerine ait olsa da, kiraya verdiklerini ve davalı ile aralarında işçi, işveren ilişkisi bulunmadığını davalılar tarafından 09.12.2007 tarihli ... ile ...arasında yapılmış 4 yıl süreli bir kira sözleşmesi sunulmuştur. Sözleşmede, davalı işyerinin tüm bakım masraflarının, ilaçlama ve sulama masraflarının kiracıya ait olduğu düzenlenmiştir. 2007 yılından önce de, ..."nun babasının aynı taşınmazı kiraladığını savunmuşlardır. Dinlenen davacı tanığı Sinan ;"Biz orada oturup çay içtiğimizde yaşlı teyzeler geliyordu bunlar kim dediğimde buranın sahipleri dedi.... adında bir adam geliyordu portakalı o topluyordu ama ne yaptığını bilemiyorum. " şeklinde, davacı tanığı ...; "... adında orada çalışan birini tanıyorum. Davacının yanına gelirdi portakal toplama işi yapardı. Bahçenin sahiplerini tanımıyorum."şeklinde, beyanda bulunmuşlardır. Davalı tanıklarından ..." Yaklaşık 10 yıldan beridir davacının orada bekçi olarak çalıştığını biliyorum. Orası portakal bahçesidir evi de bahçenin içerisindedir. Bahçe ..." na aittir. Ben davalı ..."nin eşi olurum. Biz ... ve oğlu ..." na yaklaşık 2013 yılının başlarında bahçeyi kiraya verdik. ... Biz bahçeyi bu şekilde sürekli kiraya vermek suretiyle işlettik. Davacıda kiracılarla muhataptır. Bizimle bir bağı yoktur. Ücretini de kiracılardan alıyordu. Davacının oturduğu evin mülkiyeti bizlere aitti. Bahçe içindeydi biz ona gelsin otursun dedik. "şeklinde, davalı tanığı ..." da;" Davalılara ait narenciye bahçesinde bir bahçe evi vardır davacı orada yaklaşık 12-13 yıl kaldı. ... bu bahçeyi 13-14 yıl önce kiraladı, daha sonra oğlu ... kiralamaya başladı. Davacı bu kişilere bağlı olarak o bahçede çalıştı. Ücretlerini bu kiracılardan aldı. Davacı orada bekçi ve bahçe bakım işleri gibi işlere bakıyordu. Emir ve talimatları ... ve oğlu ..."ndan alıyordu. "şeklinde, davalı tanığı ..." da:" Ben davalıları tanıyorum 1997 ve 2007 yılları arası ... ve ... nun kiralamaya ilişkin sözleşmeyi bizzat ben hazırladım bu sözleşmenin içeriğinde tüm bekçinin, bahçenin her türlü masrafı bu kişilere aitti. Davacı bu kişilere bağlı olarak o bahçede çalıştı. Bahçe içerisinde bulunan evde ikamet ediyordu. Davacı orada bekçilik yapıyordu. Emir ve talimatları ile ücretini ... ve oğlu ..." ndan alıyordu. Yer sahipleri arada bir araziye giderlerdi bir takım kendilerine ayrılmış olan ürünleri toplarlardı ancak bunları kendi ihtiyaçları için toplarlardı o ağaçlar kira haricinde bırakılan ağaçlardı. 6 kişinin üçer veya beşer ağacı vardır. Bu kira haricinde bırakılan davalılara ait ağaçlarında bakımı ve bekçiliği davacının görevi idi." şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Dinlenen tanık beyanları, dosyaya sunulan kira sözleşmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacı ile davalılar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı, davacının işvereninin davalılar olmadığı anlaşıldığından, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.