9. Hukuk Dairesi 2011/12058 E. , 2013/17371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ile servis ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılardan T.C. ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, evlilik sebebi ile işten ayrıldığını bildirerek kıdem tazminatı ile ulusal bayram genel tatil, fazla çalışma ve yıllık izin ücretleri ile servis ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı T.C. ... temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı T.C. ..."nın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. İş sözleşmesinin bayan işçi tarafından evlilik sebebiyle feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem tazminatı hakkının doğup doğmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde feshedebileceği hükme bağlanmıştır. Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece bayan eşe tanınmış olup, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.
Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanması da olanaksızdır. Yine evlilik öncesi çeşitli işlemlerin yapılmasının işe devamsızlık noktasında geçerli mazereti oluşturup oluşturmayacağı her bir olay yönünden değerlendirilmelidir.
Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez. Aynı zamanda işçinin işverene ihbar öneli tanıması zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Kadın işçinin, iş sözleşmesini evlilik nedenine dayalı olarak feshine rağmen başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı her bir somut olay yönünden ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkı tanınmıştır. Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasakoyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir işyerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir.
Somut olayda, mahkemece davacının 26.06.2002 – 03.09.2007 tarihleri arasında çalıştığı, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından evlilik nedeniyle feshedildiği gerekçesiyle kıdem tazminatı talebi kabul edilmiştir.
Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece bayan eşe tanınmış olup resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.
Davacı işçi, nüfus kaydına göre 10.10.2007 tarihinde evlenmiştir. Mahkemece evlenme tarihinden önce 03.09.2007 tarihinde gerçekleşen feshin evlilik nedeniyle haklı olduğunun kabulü ile kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.
3- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftada altı gün, 06.00-19.00 saatleri arasında günde 13 saat çalıştığı kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinde, davacı hangi saatler arasında çalıştığını bildirmemiştir. Bu alacakla ilgili davacı tanıklarının beyanı dışında delil yoktur. Tanıklar da hastanenin yemekhanesinde garson olarak çalışan davacının 06.00, 06.30 saatlerinde işe başlayıp, 19.00, 19.30 saatlerine kadar çalıştığını belirtmişlerdir. Dairemizin emsal nitelikteki 19.11.2012 tarih 2010/29497 Esas 2012/38069 Karar ve 23.05.2013 tarih 2011/12946 Esas 2013/15665 Karar sayılı BOZMA kararlarında da bu husus belirtildiği üzere iş yerinin hastane oluşu ve yemek verilme saatleri gözetilerek 07.00 - 18.00 saatleri arasında günlük 1 saat ara dinlenmesi düşülerek günde 10 saat çalıştığının kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
4- Davacı kendisine servis ücreti ödenmediğini iddia etmiştir. Hizmet aktinde ya da ihale sözleşmesinde servis konulacağına veya yol ücreti ödeneceğine ilişkin bir hüküm yoktur. Tanıklar da iş yeri uygulaması oluşturacak şekilde servis olduğuna dair bir beyanda bulunmamışlardır. Böyle olunca ihale sözleşmesi ekleri şartnameler dosyaya getirtilmeden, iş yerinde servis uygulaması olup olmadığı belirlenmeden eksik incelemeyle servis ücretinin de kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.