MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet


Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören ..."in müracaatı üzerine Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında 27/04/2009 tarih 2008/4017 Sor. No. 2009/668 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararda ""... müştekinin şüpheliden iki kez borç para aldığını karşılığında boş iki senet verdiğini, senetlerde ..."ın kefil olduğunu, şüpheliden aldığı ilk borç miktarı 5.000,00 TL olmasına ve şüpheliye 4.000 TL para vermesine rağmen senedi 7.700,00 TL olarak doldurarak icraya verdiğini, ayrıca 1.500,00 TL para almasına rağmen 13.000,00 TL olarak doldurduğunu beyan ettiği, şüphelinin savunmasında; müştekiye çiçek ve traktör verdiğini, bunun karşılığında 7.700,00 TL"lik senet hazırlayarak imzalattırdığını ..."" şeklinde anlatılan eylemle ilgili, Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının suç duyurusu üzerine bu kez 07/03/2012 tarih ve 2012/251 Sor. no, 2012/676 Esas nolu iddianame ile ""..."in şüpheli ..."dan 28/04/2008 tarihinde 5.000,00 TL borç aldığı, bu borcu üç ay sonra 7.750 TL ödemek üzere anlaştıkları, karşılığında 7.750 TL senet verdiği, yine üç ay sonra tekrar paraya sıkışan tanığın şüpheliden üç ay sonraya ödenmek üzere 1.500 TL borç alıp karşılığında 2.200 TL ödenmek üzere anlaştığı..."" biçimindeki anlatımla aynı eylemlere ilişkin kamu davası açıldığı anlaşılmakla;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/06/2015 tarih ve 2013/7-700 Esas ile 2015/241 sayılı Kararı nazara alındığında;
Kişiler açısından hukuki güvenlik alanı oluşturan ve kesin hüküm benzeri sonuç doğuran kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan sonra sanık hakkında aynı fiilden dolayı yeniden soruşturma yapılabilmesinin CMK"nın 172/2. maddesi anlamında yeni delilin meydana çıkmasına bağlı olması ve kanun koyucu tarafından bunun ceza muhakemesi şartı olarak öngörülmesi karşısında; Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşip kesinleşmediği, yeni delil elde edilip edilmediği ve kamu davasının usulüne uygun olarak açılıp açılmadığı tartışılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.