Esas No: 2021/2530
Karar No: 2021/4210
Karar Tarihi: 21.09.2021
Danıştay 10. Daire 2021/2530 Esas 2021/4210 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2530
Karar No : 2021/4210
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının davalı idarece temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN_KONUSU : Davacı tarafından, özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken, hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle silahlı/silahsız özel güvenlik görevlisi olarak çalışmasının uygun görülmemesi yolunda tesis edilen Ankara Valiliği Özel Güvenlik Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı davada … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih E: … ve K: … sayılı kararıyla beraatine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği görülse de, özel güvenlik hizmetinin önemi, hassasiyeti ve kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyeti bir bütün olarak dikkate alındığında, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sırasında elde edilen bilgileri değerlendirme noktasında takdir yetkisi bulunan Komisyon tarafından davacının durumu değerlendirilmek suretiyle özel güvenlik görevlisi olarak çalışmasının uygun görülmemesi yönünde tesis edilen işlemin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak yapılan değerlendirmeler neticesinde tesis edildiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; dava konusu işlemin dayanağı olarak, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen ceza yargılaması gösterilmiş ise de, davacının ceza yargılaması neticesinde beraat ettiği ve kesinleşen kararda da 05/02/2014 tarihinde Manisa ilinden kontörlü telefon kullandırılan bir tekel bayisinden 24 saniye süreyle davacının cep telefonunun arandığı ve aynı gün … isimli bir şahsın davacı tarafından 2. kez arandığı tespiti dışında davacının örgüt üyesi olduğuna, sohbet toplantılarına katıldığına dair herhangi bir beyan, bilgi ve tespitin bulunmaması nedeniyle bu durumun tek başına örgüt üyeliğine delalet edemeyeceğinin belirtildiği, ayrıca yapılan araştırmalar sonucunda davacı hakkında özel güvenlik görevlisi olarak çalışmasına engel olacak somut ve hukuken kabul edilebilir başkaca bir bilgi ve belge de sunulmadığından, davacının terör örgütü ile iltisaklı olduğundan bahisle güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu belirtilerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, özel güvenlik görevlileri hakkında davalı idarece ihtiyaç duyulması halinde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yenilenebileceği açık olduğundan, davacı hakkında terör örgütleriyle veya Milli Güvenlik Kurulunca, Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla bağlantısını ortaya koyan hukuken kabul edilebilir, somut kanaate ve bilgiye dayalı güvenilir, teyit edilebilir ve ön yargıdan uzak hukuken denetlenebilen nitelikte bilgi ve belgeler elde edilmesi halinde her zaman için özel güvenlik kimlik kartı ve çalışma izninin iptaline karar verilebileceğinin de tabii olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf isteminin kabulüne, İdare Mahkemesi kararının kardırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; özel güvenlik hizmetinin kamu güvenliğini tamamlayıcı nitelikte olduğu, yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucu elde edilen bilgilerin takdir yetkisi kapsamında değerlendirilmesi sonucunda davacının suç şüphesinden uzak olmadığı kanaatine varılarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; ayrıca, Bölge İdare Mahkemesince vekil ile temsil edilmeyen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
I. Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacının istinaf isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının incelenmesi:
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, davacının istinaf isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
II. Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının incelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun'un 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu; 326. maddesinde, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde ise, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği kurallarına yer verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacının istinaf başvurusu kabul edilerek, İdare Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra uyuşmazlığın esası hakkında verilen kararda, davacı lehine 2.040,00 TL vekâlet ücretine hükmedildiği görüldüğünden, yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığı vekil aracılığıyla takip etmeyen davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; Bölge İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan "giderleriyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 2.040,00-TL vekalet ücretinin," ibaresinin "giderlerinin" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin vekalet ücreti yönünden kabulüne, esas yönünden reddine,
2. Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile … İdare Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının kaldırılarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan "giderleriyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 2.040,00-TL vekalet ücretinin," ibaresinin "giderlerinin" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 21/09/2021 tarihinde esas yönünden oy birliği, vekalet ücreti yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Yargılama lehine sonuçlanan davacı taraf için vekille temsil edilmemesine rağmen vekalet ücretine hükmedilmesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren, "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, Bölge İdare Mahkemesi kararının, bu hususta yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.