Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2222
Karar No: 2020/411
Karar Tarihi: 13.01.2020

Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/2222 Esas 2020/411 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, ambulans şoförü olarak görev yaparken bir kavşakta kırmızı ışıkta durmayarak yeşil ışık yanarken yola giren bir araca çarptı. Çarpmanın etkisiyle aracın sürücüsü ve yanındaki hamile yolcu yaralandı. Hamile yolcunun 9 aylık bebeği intrauterin muayenede ciddi hipoksi ile doğdu ancak tıbbi müdahaleler sonrası hayatta kaldı. Ancak 13 gün sonra bebek öldü. Mahkeme, sanığı taksirle öldürme suçundan suçlu buldu ancak bebeğin ölümünden dolayı sanık hakkında sorumluluk bulunmadığına karar verdi. Kararda TCK'nın 85/2, 62, 50/4, 52/2, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmü verildiği belirtildi.
12. Ceza Dairesi         2018/2222 E.  ,  2020/411 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : TCK"nın 85/2, 62, 50/4, 52/2, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
    Olay tarihinde saat 10:42 civarında, ambulansta şoför olarak görevli olan sanık sürücü ..."nun sadece görünür işareti çalışır vaziyette seyir halindeyken kavşağa yanaştığı sırada kırmızı ışığı görmesi üzerine sesli ikazı da çalıştırdığı, bu sırada kendisine yeşil ışık yanan ve yola giren ..."ın kullandığı otomobile çarptığı, çarpışmanın etkisiyle otomobilin sürücüsü ve yolcusunun araç içerisinden yola savrulduğu, ambulansın da savrularak yolun sağında park halinde bulunan bir kamyona çarpması neticesi, ölümlü, yaralanmalı dava konusu olay meydana geldiği, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınan 25.06.2015 tarihli raporda; ölen ...’ın karnındaki 9 aylık bebeğin intrauterin muayenesinde ciddi yetersiz oksijenlenme (ciddi hipoksi) sonucu kalp atımlarının zayıflaması sonucu kalp atım hızının düştüğünün saptandığı, bunun üzerine acil sezaryen operasyonuna alındığı, bebeğin sezaryen ile doğum sonrasında genel durumunun ileri derecede bozuk, yenidoğan reflekslerinin alınamadığı, hipotonik olduğu ve ışık refleksinin alınamadığı, spontan solunumu olmadığı, kalp tepe atımı alınamadığı, bunun üzerine resusitasyon (canlandırma) işlemi uygulandığı, bu işlem sonrası kalp tepe atımı 100/dk. olduğu, mekanik vantilatör desteği ile yoğun bakım şartlarında takip ve tedavisine devam edildiği, takiplerinin 13. gününde Erzurum Nene Hatun Hastanesine sevk edildiği, burada takiplerinin 3. gününde eks olduğu anlaşılmakla, Bebek Karadaş’ın tüm tıbbi bulguları Türk Medeni Kanunu kapsamında değerlendirildiğinde; 26.05.2014 tarihinde sezaryen ile tam olarak doğduğu, doğum anında spontan solunumu ve kalp atımları olmamasına karşın, tıbbi müdahaleye bağlı spontan kalp atımlarının geri geldiği, solunum sisteminin ise mekanik vantilatör yardımıyla desteklendiği, buna göre Bebek Karadaş’ın canlı olarak doğduğu, tıbbi kayıtlara göre meydana gelen trafik kazası haricinde, bebeğin ölümüne sebep olacak başka bir hastalığının olmadığı anlaşılmış olup, ölümün trafik kazasında annede meydana gelen pnömotororaks, tarvmatik SAK, dördüncü ventriküle açılan kanama ve diffüz aksonal injüriye bağlı bebekte ortaya çıkan intrauterin ağır beyin hipoksisi ve gelişen multiorgan yetmezliği sonucunda yapılan tıbbi müdahalelere rağmen 12.06.2014 tarihinde öldüğü anlaşılmakla tebliğnamede, olayın meydana geldiği anda henüz doğmamış olan bebeğin ölümünden sanığın sorumlu olmadığına yönündeki bozma içeren görüşe iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusur durumuna ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 13.01.2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY
    Olay tarihinde sanık ..."nun yönetimindeki araç ile seyir halinde iken olay yerindeki kavşağa girdiği sırada diğer araç sürücüsü ..."ın yönetimindeki araçla çarpışması sonucu aracı kullanan ..."ın yaralandığı, bu araçta yolcu olarak bulunan ve 35 haftalık hamile olan eşi ..."ın öldüğü, annenin ölümünden sonra bebeğin sezeryan ile anne karnından alındığı, bebeğin takip ve tedavisinin devam ettiği 13. günde öldüğü şeklinde gerçekleşen olayda sanığın anne ve bebeğin ölümüne taksirle neden olmak suçundan sorumlu tutulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki gerekçelerle katılmıyoruz.
    1- Türk hukuk sisteminde kişiliğin tanımı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 28. maddesinde yapılmıştır. Buna göre; kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Bu tanıma göre; kişilik tam ve sağ doğumun başladığı andan itibaren kazanılmaktadır. Trafik kazası sırasında, anne karnında olan bebeğin Türk Medeni Kanunun 28. maddesi uyarınca henüz kişilik kazanmadığı ortadadır.
    2- Taksirle öldürme suçu, 5271 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap, "İkinci Kısım" bölümünde "Kişilere Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, taksirle öldürme suçu ancak hukuki anlamda "kişi" olana karşı işlenebilmektedir. TMK"nın 28. maddesi uyarınca olay anında anne karnında olan bebeğin henüz tam ve sağ doğumu gerçekleşmediği için bu aşamada "kişi" olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    3- Öğretide de insan öldürme suçunun ancak hayatta olan birine karşı işlenebileceği kabul edilebilmektedir. Vural Savaş ve Sadık Mollamahmutoğlu"nun Türk Ceza Kanunun Yorumu (İkinci Baskı Cilt:3 Sayfa: 4369) ile Tezcan/Erdem/Önok"un Teorik ve Pratik Ceza Hukuku (2006 sayfa:203) isimli eserlerinde, suçun maddi konusunun bir insan olduğu ve hareketin de bir insana yönelmesi, suç kurbanının hayatta olan bir insan olması gerektiği belirtilmiştir. Vaktinden önce canlı olarak doğan çocuk, anneye karşı işlenen kasten yaralamaya bağlı olarak doğduktan sonra ölecek olursa, insan öldürme suçu yaşayan bir kişiye karşı işlenebileceğinden ayrıca kasten veya taksirle insan öldürme suçundan faile ceza verilemeyeceği değerlendirilmiştir.
    4- Yüksek Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 15/01/2014 tarihli, 2013/6933 Esas ve 2014/491 Karar sayılı ilamında da, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 03/07/2010 tarihli raporunda, annenin geçirdiği kaza ile bebeğin ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu belirtilmiş ise de; sanığın eylemi sırasında bebeğin henüz anne karnında olduğu, sağ ve tam doğmamış bebeğin kişilik kazanmadığı dikkate alındığında; sanığın yalnız yaya Gülay Aksu"nun ölümünden sorumlu olacağı belirtilmiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, somut olayda sanığın sadece anne ..."ın ölümünden ve ..."ın yaralanmasından sorumlu tutularak hüküm tesisi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi