10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/5506 Karar No: 2014/6347 Karar Tarihi: 19.03.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/5506 Esas 2014/6347 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/5506 E. , 2014/6347 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Mersin 6. İş Mahkemesi Tarihi :06.02.2014 No :2013/151-2014/14
Dava, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen süreleri başvuru tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla UYAP üzerinden gönderilen dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Anayasa"nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlığını taşıyan 141"inci maddesinde, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğunu belirtilmiş ve 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun “Usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30"uncu maddesinde de hakimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir.
Davacı, 14.11.1981 tarihinden itibaren Almanya"da çalıştığı ve 12.12.1997 tarihinden itibaren de izinle Türk vatandaşlığından çıktığı iddiasıyla Almanya"da Türk vatandaşlığında geçen süreleri başvuru tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının “...henüz borçlanmak suretiyle 3201 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanmak için Kuruma başvurmadığı, bu durumda Kurumun davacının yurtdışı borçlanma talebi konusunda bir uyuşmazlık çıkartmadığı ve bu aşamada davacının eldeki davayı açmada hukuki yararı bulunmadığı...” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; davacı Kurum vekili cevap dilekçesinde açıkça “...3201 sayılı Kanun ile ilgili yönetmelik uyarınca... yurtdışı borçlanması için borçlanılması istenilen sürelerde Türk vatandaşı olunması ve Türk vatandaşlığında geçen süreleri borçlanma talebinde bulunurken yazılı başvuru tarihinde Türk vatandaşı olmanın zorunlu olduğunu... davacının da Türk vatandaşlığından çıktığının ve artık Türk hukukundan yararlanamaz konumda olduğunu...” savunmuş ve davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesini talep etmiş olup, davacının eldeki davaya konu talebinin anılan cevapla davalı Kurum tarafından yargılama aşamasında reddedildiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle; sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilkelerine dayanan sosyal sigortalar, bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların doyurulması temeline dayanan sosyal güvenlik hukukunun ilkeleri dikkate alınarak işin esasına girilmesi ve deliller toplanmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 19.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.