1. Hukuk Dairesi 2018/971 E. , 2019/1594 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki bulunduğu 2337, 2881, 2889, 2906, 2907, 3220, 3221 ve 3225 parsel sayılı taşınmazların ölünceye kadar bakma akdi ile oğlu olan davalıların mirasbırakanı ..."a devredildiğini ancak, gerek ..."ın ve gerekse ölümünden sonra eşi ve çocukları olan davalıların bakım yükümlülüklerini yerine getirmediklerini belirterek, anılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini olmadığı takdirde taşınmazların bedelinin devredildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemiş, yargılama aşamasında 2337, 2881, 2889, 2906 ve 2907 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davasını atiye bırakmıştır.
Davalı ..., eşi ile birlikte ölümüne kadar davacıya baktığını, ancak, 17.07.2013 tarihinde eşi ..."ın 5 yaşındaki kızı Elena ile birlikte bir aracın çarpması neticesinde öldüklerini eşini ve çocuğunu kaybetmenin derin üzüntüsünü üzerinden atamayıp psikolojik tedavi gördüğünü, çocuklarının da aynı durumda olduğunu, bu yoğun psikolojik çöküntü içerisinde davacıya bakmalarının beklenmesinin insani açıdan sorgulanması gerektiğini, bu olay nedeniyle mekan değişikliği yapmalarının doktor tarafından tavsiye edilmesi üzerine iki kızını yanına alarak Antakya"da baba evine sığınmak zorunda kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemecesince, 3220, 3221 ve 3225 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tarafların aile topluluğu içinde yaşama ihtimali kalmadığından TBK 617/2 uyarınca 17.07.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 800,00TL irat tahsisine, atiye bırakılan 2337, 2881, 2889, 2906 ve 2907 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararın taraf vekillerince 3220, 3221 ve 3225 parsel sayılı taşınmazlar yönünden istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "..davanın borçlunun ölümünden sonra bir yıllık süre dolmadan açıldığı, bu durumda bu aşamada TBK 617. maddesinin (B.K. 517) olayda uygulama yerinin bulunmadığı, İddianın ileri sürülüş biçimi ve mahiyeti itibariyle davada TBK 618.maddesi (B.K. 518) hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacının açıkça TBK. nun 617. maddesine dayalı olarak tapu iptali ve tescili talebinde bulunduğu, TBK. nun 618. maddesine dayalı bir talebinin bulunmadığı gözetilerek davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin hükmü ortadan kaldırılarak oyçokluğuyla davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı ...’ün çekişme konusu 3220, 3221 ve 3225 parsel sayılı taşınmazlarını 17.08.2010 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile 17.07.2013 tarihinde ölen davalıların miras bırakanı ...’a temlik ettiği, eldeki davanın da 30.06.2014 tarihinde açıldığı kayden sabittir.
Bilindiği üzere maddi vakıayı bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yaparak olaya en uygun düşen yasa maddesini bulup uygulamak hakime aittir.
Somut olayda iddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden davada, bakım borçlusunun ölümü nedeni ile davacının TBK’nun 618. maddesi uyarınca istekte bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmelerinde bakım alacaklısının ölümü sözleşmenin sona ermesini gerektirdiği halde bakım borçlusunun ölümü ile sözleşme son bulmaz, bakma ve görüp gözetme borcu bakım borçlusunun mirasçılarına intikal eder. Ancak yasa koyucu bakım alacaklısına, isteği dışında, bakım borçlusunun mirasçıları ile birlikte yaşamaya zorlamamak için ölüm tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeyi bozma (fesh etme) hakkı tanımıştır (818 sayılı BK"nun 518. ,6098 sayılı TBK"nun 618.maddesi). Ne var ki, bakım alacaklısının ölüm nedeniyle sözleşmeyi bozması (fesh etmesi) halinde bakım borçlusuna verdiği malı aynen mirasçılarından geri istemesine yasal olanak yoktur. Bu durumda Türk Borçlar Kanunun 618. maddesinde açıkça belirtildiği üzere sadece borçlunun iflası halinde, iflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir para talep edebilir. Nitekim bu ilke 05.06.1957 tarih, 25/22 sayılı İçtihadları Birleştirme Kararında da açıkça vurgulanmış, uygulama bu yönde kararlılık kazanmıştır.
Hal böyle olunca, ölümle mükellefiyetin ortadan kalkmış olacağı da gözetilerek mahkemece yukarıdaki ilkeler doğrultusunda toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Samandağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 06.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.