16. Hukuk Dairesi 2016/8391 E. , 2019/3300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 80 parsel sayılı 39.341,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olmayan taşlık kayalık yerlerden olduğu belirtilerek hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, hükmen ifrazla 101 ada 83 parsel numarasıyla dava dışı ... adına; 101 ada 84 parsel numarasıyla da Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli 101 ada 84 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 09.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen, mavi ve kırmızı çizgiler ile taralı bölümünün davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dosyada bulunan ve harita mühendisi bilirkişisinin raporuna ekli olan fotoğraflarda, taşınmaz üzerinde yer yer kayalıkların bulunduğu görülmesine rağmen, bu kayalıkların çekişmeli taşınmaz bölümü içerisinde bulunup bulunmadığı gerek ziraatçi bilirkişi raporunda, gerekse harita bilirkişisi raporunda belirtilmemiş; yine fotoğraflarda gölet şeklinde yer görülmesine rağmen jeolog bilirkişisi marifetince taşınmaz bölümünün göl alanında bulunup bulunmadığı tespit edilmemiş; dava konusu taşınmazın, kayalık ve taşlık yerlerden olduğu belirtilerek hali arazi vasfıyla davalı Hazine adına tespitinin yapıldığı ve imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğu dikkate alındığında, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyasının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne kadarlık kısmının, ne şekilde imar ve ihya edildiği ve zilyetlikle kazanım koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmadığı gibi, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeoloji mühendisi ve fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte; taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, niteliği ne olduğu ve sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı hususlarında, yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; jeoloji uzmanı bilirkişiden, taşınmaz bölümünün göl alanında kalıp kalmadığı, ya da gölden kazanılıp kazanılmadığı, halen gölün etkisi altında olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; ziraat bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın dava konusu olmayan diğer bölümleri ile talebe konu bölümün birbiriyle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısı, eğimi ve bitki deseni itibarıyla talebe konu bölümün taşınmazın geri kalan bölümünden nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.