MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis davası sonunda, yerel mahkemece iptal tescil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar, asıl ve birleştirilen davanın davalıları vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ..."ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği süreden reddedilerek gereği görüşülüp, düşünüldü.

KARAR

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan ...’ün ilk eşinden olma çocukları olduklarını, mirasbırakanın kendilerini bırakıp 2. eşi ile Almanya’ya giderek yeni bir hayat kurduğunu, murisin 432 ada 19 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümünü 02.09.1986 tarihinde ikinci eşi olan davalı ...’a bağış suretiyle, aynı parseldeki 1, 2, 3, 4, 6 ve 7 nolu bağımsız bölümlerini ise 24.08.1998 tarihinde müştereken davalı ... ve ikinci eşinden olan kızı davalı ...’a ölünceye kadar bakma akdiyle devrettiğini, temlik konusu taşınmazların mirasbırakanın en değerli malvarlığını oluşturduğunu, miras bırakanın birleştirilen davanın davacısı ...’i ... 2. Noterliği’nin 24.09.1990 tarih ve 13248 yevmiye nolu sözleşmesiyle mirastan ıskat ettiğini, anılan tasarrun iptali için ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/97 Esas sayılı dava dosyasında açılan davanın kabul edilerek kararın kesinleştiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişme konusu 432 ada 19 parseldeki 1, 2, 3, 4, 6 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline olmadığı takdirde tenkise, çekişme konusu 432 ada 19 parselde kayıtlı 5 nolu bağımsız bölüm yönünden ise tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, bağış suretiyle devredilen taşınmazın davalı ...’ın emek ve çalışması sonucu ile alındığını, ölünce kadar bakma akdinin gereğini yerine getirdiklerini, mirasbırakanın geriye başka taşınmazlar da bıraktığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
1940 doğumu mirasbırakan ...’ün 31.10.2005 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak ilk eşinden olma çocukları davacılar ... ve ..., ikinci eşi davalı ..., ...’dan olma kızı davalı ... ile dava dışı ... ve ...’ı bıraktığı, mirasbırakanın 432 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki 249/309 payını üzerinde bırakıp 5 nolu bağımsız bölümün kat irtifakına ayrılan 60/309 arsa payını 02.09.1986 tarihinde davalı ...’a bağış suretiyle, aynı parseldeki 1, 2, 3, 4, 6 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin kat irtifakına ayrılan 249/309 arsa payını ise 24.08.1998 tarihinde 1/2’şer paylarda davalı ... ile Sultan’a ölünceye kadar bakma akdiyle temlik ettiği, mirasbırakanın ... 2. Noterliğinde düzenlendiği 24.09.1990 tarih ve 13248 yevmiye nolu sözleşme ile davacı ...’i mirasçılıktan çıkarttığı, ... 1. ASHM’nin 2006/97 Esas 2007/177 Karar sayılı kararıyla anılan tasarrufun iptaline karar verildiği, kararın derecattan geçerek 02.07.2009 tarihinde kesinleştiği kayden sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, çekişme konusu 1, 2, 3, 4, 6 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin mirasbırakan tarafından mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak temlik edildiği saptanarak bu taşınmazlar bakımından davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Çekişme konusu 5 nolu bağımsız bölümün temlikinin bağış suretiyle gerçekleştirildiği, olayda 1.4.1974 gün 1/2 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı açıktır. Bu halde, bağış işleminin saklı payı zedeleme kastıyla yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Somut olayda ise; davalılara temlik edilen 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin terekeye döndüğü gözetilerek yeniden yapılan tenkis hesabında davacıların saklı paylarının zedelenmediği sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, kendisini vekille temsil ettiren davalı ...’ın dosyaya sunduğu ... 1. Noterliği’nin 27.12.2005 tarih ve 11719 yevmiye nolu vekaletnamesinin 1996 d.lu ... ...’e velayeten Av. ...’na verildiği, Sultan’ın asaleten verdiği vekaletnamenin bulunmadığı anlaşılmakta olup dava yetkisiz vekil aracılığıyla sürdürülmüştür.
Hal böyle olunca, öncelikle kendisini vekille temsil ettiren davalı ...’ın, Av. ...’nu vekil tayin ettiğine ilişkin vekaletnamenin dosya arasına alınması tenkis istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.