11. Hukuk Dairesi 2018/5656 E. , 2019/6932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05/06/2018 tarih ve 2018/124 E- 2018/373 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen 15/10/2018 tarih ve 2018/1244 E- 2018/1282 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Azerbaycan Cumhuriyeti Sumgayıt İstinaf Mahkemesi Ticari İhtilaflar Mahkeme Kurulunun Dosya No: 2-1 (105)-66/2009 sayılı 23 Ekim 2009 tarihli kararıyla davalı şirketten alacaklı olduğuna karar verildiğini, bu kararın kesinleşmediği gerekçesiyle tenfizi talebinin reddine dair verilen kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiği, bu arada tenfizi istenen kararın da davalının temyiz isteminin reddi üzerine kesinleştiğini ileri sürerek Azerbaycan Cumhuriyeti İstinaf Mahkemesi kararının tanınması ve tenfizi ile (20.063 ABD doları)’nın yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Azerbaycan makamlarınca verilen kararın gerek Azerbaycan ve gerekse Türk Hukuk sistemine göre geçerli ve usul şartlarına uyularak alınmış bir karar olmadığını, davacı tarafın bu davada alacağa hükmedilmesini talep ettiği, mahkemenin bu davada alacak kararı veremeyeceğini, sadece Azerbaycan kararının tenfizine karar verilebileceğini, Azerbaycan Ülkesi’nde verilen kararların infazı için gerekli zamanaşımının geçip geçmediğinin araştırılması gerektiğini, tenfize konu kararın Azerbaycan’da 2002 yılında kesinleşmiş olduğunu ilamın icrası için gerekli sürenin davacı tarafından aşıldığını, bu nedenle zamanaşımı nedeniyle tenfiz talebinin red edilmesi gerektiğini, yabancı mahkeme kararlarının tenfiz edilebilmesi için kesin ve icra edilebilir nitelikte olması gerektiğini, bu nedenlerle davacının tenfiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan ticari adli işbirliği anlaşması gereği iki ülkede verilen mahkeme kararlarına ilişkin fiili mütekabileyetin mevcut bulunduğu, 5718 sayılı MÖHUK"un 54. maddesinde belirtilen şekilde verilen kararın munhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine girmeyen bir konu ile ilgili olduğu ve aynı kanunun 50, 51, 52, 53. maddelerine aykırı bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece verilen kararın yerinde olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.