Esas No: 2016/12067
Karar No: 2021/4173
Karar Tarihi: 21.09.2021
Danıştay 10. Daire 2016/12067 Esas 2021/4173 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/12067
Karar No : 2021/4173
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; 1993 yılında gecekondusunun bulunduğu arsanın satış bedeli karşılığı olarak … Belediyesi banka hesabına 3.200.000,00 TL yatırmış olmasına karşın geçen sürede arsa tahsis edilmeyip hiç bir hizmet de yapılmayarak hizmet kusuru işlendiği iddiasıyla söz konusu tutarın rayiç değeri olan 35.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararına uyan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı tarafından paranın yatırıldığı banka hesabıyla davalı idarenin bir ilişkisinin bulunmadığı, hesabın ait olduğu … Mah. … Yapı Kooperatifi ile davalı idare arasında hukuki ve fiili ilişki bulunmadığı, söz konusu hesaba davacı tarafından para yatırıldığına ilişkin bir kayda da rastlanmadığı, olayda idareye izafe edilebilecek hizmet kusuru bulunmadığı ve uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini ile idarenin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Antalya Belediye Encümeni'nin … tarih ve … sayılı ile … tarih ve … sayılı kararlarının incelenmediği, tapu kayıtlarının araştırılmadığı, dönemin belediye başkanlarının bilgisine başvurulmadığı, mahkemenin eksik incelemeye dayalı karar verdiği ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının bozulması talep edilmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, uyuşmazlığa konu taşınmazın Kepez Belediyesi sınırlarında kaldığı ve 1994 yılında Antalya Belediyesinin Büyükşehir Belediyesi statüsünü kazanmasıyla birlikte, dava dışı Kepez Belediyesinin sınırları dahilinde Antalya Belediyesinin tüm hak ve borçlarına halef olduğu ve davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıdan 1993 yılında Antalya Belediyesince arsa satış bedeli karşılığında 3.200.000,00 TL'nin alındığı ve alınan bedel karşılığında arsa tahsis edilmeyip hiç bir hizmet de yapılmayarak hizmet kusuru işlendiği iddiasıyla, tahsil edilen arsa bedelinin dava tarihindeki rayiç değeri olan 35.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinin 1. fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, başka bir ifadeyle zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
… İdare Mahkemesinin davanın reddi yolundaki … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Dairemizin 19/06/2014 tarih ve E:2014/2587, K:2014/4164 sayılı kararıyla eksik inceleme nedeniyle bozulması üzerine Mahkemece bozma kararına uyularak verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararıyla, dosyanın esasının çözüme kavuşturulması için verilen ara kararlarına, dava dışı … Mah. … Yapı Kooperatifinin … Şubesindeki hesabına davacı tarafından para yatırılmadığı ve anılan Kooperatif ile davalı Belediyenin hukuki ve fiili ilişkisinin bulunmadığı yönünde gelen cevaplar neticesinde, idareye izafe edilebilecek herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Öncelikle dava dilekçesinde davacının adının "… (…)" olarak belirtildiği, davacı tarafından sunulan banka dekontunda para yatıran kişinin adının "…", baba adının "…" olarak yer aldığı, Mahkemece banka kayıtlarının araştırılması için verilen ara kararında ise "…" ismine yer verildiği görülmekte olup, Mahkemece davacının banka kayıtlarının, evlenmeden önce kullandığı anlaşılan "…" soyadıyla yeniden araştırılması ve davacının dekontta adı geçen kişi olup olmadığının ortaya konulması gerekmektedir.
Her ne kadar Mahkemece, para yatırıldığı tespit edilen hesabın sahibi kooperatif ile davalı idare arasında hukuki ve fiili ilişkinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; UYAP sisteminde re'sen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, dava dışı bir başka kişinin …Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı esasına kayden açmış olduğu maddi konusu aynı olan davada yapılan araştırma neticesinde, … Mah. … Yapı Kooperatifine ait hesaba toplamda 5.000.000.000 TL'nin yatırıldığı ve bu paraların da … Şubesindeki Büyükşehir Belediyesi işçi memur maaş hesabına 15/11/1993 tarihinde aktarıldığı tespit edilmiş; davalı Belediye ya da Antalya Belediyesinin davacıya arsa tahsisi yönünde almış olduğu bir meclis kararı ya da encümen kararının bulunmadığı, davacının böyle bir karara da dayanmadığı, sadece o tarihte söylendiği ve söz verildiği için bu paranın yatırıldığını bildirdiği, paranın davalı Belediye işçi memur maaş hesabına aktarılmış olması nedeniyle davalının bu para kadar haksız zenginleştiği, bu nedenle davacının haksız zenginleşme hükümlerine göre, söz konusu paranın dava tarihindeki ulaştığı miktarı isteyebileceği gerekçesiyle … tarih ve K:… sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, yukarıda bahsi geçen …Asliye Hukuk Mahkemesi kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı Belediyenin maliki olduğu taşınmazın encümen kararına dayanılarak davacıya satılmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı, arsa tahsisi için yapılan sözleşmenin geçerli olduğu, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacının taşınmazın, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebileceği gerekçesiyle bozulmuştur.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, bozma ilamında, davalı Belediyenin encümen kararına dayanılarak davacıya taşınmaz satılmasına ilişkin sözleşme yapıldığı belirtilmiş ise de, davacı ile davalı Belediye arasında gece kondu arsa tahsisi yapılacağı yönünde bir sözleşmenin bulunmadığı, uyuşmazlık konusu …parselin mülkiyetinin … İdaresi adına kayıtlı olduğu ve Antalya Belediyesinin de … parseli kamulaştırdıktan sonra gecekondu sahiplerine vermeyi tasarladığı ve bu cümleden olarak da Antalya Belediye Encümenince 22/06/1993 tarihli kamulaştırma bedeli tespiti yapıldığı, bu bedelin orada yaşayan kişilerden alınacak para karşılığında ödeneceği yönünde herhangi bir encümen kararı alınmadığı, keza Antalya Belediyesince yatırılan paralar nedeniyle orada bulunan gecekondu sahiplerine yer tahsis edileceği yönünde bir karar da alınmadığı, bu sebeple davacının yatırılan paranın yer tahsisine ilişkin olduğuna yönelik iddialarını kanıtlayamadığı, davacının kanıtladığı hususun davalı Büyükşehir Belediyesinden önce tek belediye olan Antalya Belediyesi için bankaya yatırdığı para olduğu, bu paranın takibinde Antalya Büyükşehir Belediyesinin işçi memur maaş hesabına aktarıldığının tespit edildiği, bu durumda sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacının yatırdığı paranın davalının temerrüde düşürüldüğü tarihteki ulaştığı miktarı isteyebileceği gerekçesiyle, Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının bozma kararına uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca, yerel mahkemece, davacı lehine hükmedilecek bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğine dair verilen direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğuna, bozma nedenine göre davanın esasına yönelik davacının diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesine yönelik, … tarih ve E:…, K:… sayılı karar verilmiştir.
Adli yargıda açılan bu dava değerlendirildiğinde, adli yargı yerince yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, dava dışı Kooperatifin … Şubesindeki hesabına yatırılan paraların Antalya Büyükşehir Belediyesinin … Şubesindeki işçi memur maaş hesabına aktarıldığının tespit edilmesi karşısında, İdare Mahkemesi kararının aksine hesabına para yatırılan dava dışı Kooperatif ile davalı Belediye arasında fiili bir ilişki olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, Mahkemece yukarıda yer verilen dava süreci göz önünde bulundurularak, davacının söz konusu banka hesabına para yatırdığının tespit edilmesi halinde, davalı idarece para yatırılması karşılığında arsa tahsisi yapılacağına ilişkin hukuken geçerli bir işlem tesis edilip edilmediği ya da davalı idarenin davacıyı yanıltıcı herhangi bir eyleminin olup olmadığı, davacıyı para yatırmaya yöneltecek idare hukuku kapsamında kusur atfedilebilecek ve tazmin yükümlülüğü ile sorumlu tutulabileceği bir işleminin bulunup bulunmadığı tespit edilerek yeniden bir karar verilmesi gerektiği açık olup, eksik incelemeye dayalı temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.