Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1686
Karar No: 2019/1582
Karar Tarihi: 06.03.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/1686 Esas 2019/1582 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/1686 E.  ,  2019/1582 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tecsil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararının istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın davalı Hazine yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-
    Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 151 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazları, sağlık tesisi amacıyla kullanılmak üzere ... İl Özel İdaresine koşullu olarak bağışladığını ve bu hususta protokol düzenlediklerini, İl Genel Meclisi kararından taşınmazların koşullu bağışlandığının anlaşıldığını, yapılan protokolün 11. maddesinde, taşınmazların sağlık tesisi olarak açılması için iki yıllık süre öngörüldüğünü, aksi halde taşınmazın bağışlayana iade edileceği düzenlemesine yer verildiğini, çekişme konusu taşınmazların 20.06.2007 tarihinde ... İl Özel İdaresine temlik edildiğini, ihtarname gönderildiği halde davalının bugüne değin koşulu yerine getirmediğini ileri sürerek 151 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiş; aşamalarda Sağlık Bakanlığını davaya dahil etmiştir.
    Davalı Hazine vekili, çekişme konusu taşınmazların sağlık tesisi kurulması şartıyla ... İl Özel İdaresi adına; 6360 sayılı yasa gereği de 22.07.2014 tarihinde Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun 13.03.2014 tarihli kararı ile taşınmazların ... adına tahsis edildiğini, taşınmazların sağlık tesisi olarak kullanılması ile ilgili gerekli yazışmalara başlanıldığını ancak taşınmaz üzerindeki eski yapıların Koruma Kurulu kararları gereği yıkımı mümkün olmayıp restore edilerek kullanılması gerektiğinden protokolde belirtilen sürede tamamlanmasının mümkün olmadığını, taşınmazların restorasyon projesinin onaylanmasını müteakip sürenin başlatılması gerektiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., taşınmazların bağış amacına uygun kullanılması için gerekli sürecin işletildiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince, akit tablosundan koşulsuz bağış olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacının istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, işlemin koşullu bağış olup koşulun yerine getirilmediğinin sabit olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kayıt maliki olmayan davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı Hazine bakımından davanın kabulü ile iptal tescile karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 28.02.2007 tarihli dilekçesiyle çekişme konusu 151 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazları sağlık ocağı, dispanser, hastane gibi sağlık tesisi amacıyla kullanılmak koşuluyla ... İl Özel İdaresine bağışlamak istediği, İl Genel Meclisinin 05.04.2007 tarih 155 sayılı kararı ile taşınmazlardaki bahçeli tarihi kargir evin sağlık ocağı olarak değerlendirilebileceği hususunda görüş bildirildiği ve bağışın kabulüne karar verildiği, davacı ile ... İl Özel İdaresi arasında düzenlenen bila tarih protokolün 8. maddesinde, “bağışlayanın bağışlama amacının, bağış konusu taşınmazlarda sağlık tesisleri kurulması ve ... İl Özel İdaresi tarafından sağlık hizmeti verilmesine yönelik olduğu, bağışlanan taşınmazların bu amaç dışında kullanılamayacağı”, 11. maddesinde, “taşınmazların sağlık hizmetine açılması için öngörülen zamanın bağışlanan adına tapuda tescilden itibaren en fazla iki yıl olduğu, resmi makamların işi geciktirmesi, gerekli izinlerin alınamaması, imar problemleri ya da bürokratik sürecin hiçbir şekilde mücbir sebep olarak kabul edilmeyeceği, iki yıllık süre içinde sağlık tesisinin hizmete açılmaması halinde bağışlayan tarafından son olarak 3 aylık süre verildiğine dair ihtar çekilip ihtarın da sonuçsuz kalması halinde bağışlayanın dilerse bağışlamadan tek taraflı olarak rücu edebileceği, rücu iradesinin muhataba ulaşmasından itibaren en geç 1 ay içinde taşınmazın bağışlayana iade edileceği” düzenlemelerine yer verildiği, çekişme konusu 151 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların davacı adına kayıtlı iken 20.06.2007 tarihinde ... İl Özel İdaresine bağış yolu ile temlik edildiği, resmi senet içeriğinde koşula yer verilmediği, çekişme konusu taşınmazların 22.07.2014 tarihli tahsis işlemiyle davalı Hazine adına tescil edildiği ve Sağlık Bakanlığına tahsis edildiği, davacının 04.05.2009 tarihli ihtarname ile taşınmazların amacına uygun şekilde kullanıma açılması ve bu yönde gerekli çalışmaların yapılması için bağışlanana 3 aylık süre tanıdığı ve 20.09.2009 tarihinde sağlık hizmeti için faaliyete geçirilmesini istediği, aksi halde taşınmazların iadesinin talep edileceğini ihtar ettiği, sözü edilen ihtarnameye karşı ... İl Özel İdaresince 10.06.2009 tarihli yazı ile gecikmenin Koruma Kurulu ve ilgili belediyenin çalışma takviminden kaynaklandığı, 2 yıllık inşaat sürecinin projelerin onaylanıp inşaat ruhsatının alındığı tarihin baz alınarak başlatılması gerektiği şeklinde cevap verildiği, bağıştan rücu ve iptal tescil istekli eldeki davanın 23.06.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu"nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK. nin 246. TBK. nin 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
    Somut olayda, her ne kadar resmi senet içeriğinde taşınmazların koşulsuz bağışlandığı yazılı ise de davacının bağışlama isteğine ilişkin dilekçesinden, protokol ve idari kararlardan koşullu bağış olduğu sabittir.
    Ne var ki; 04.05.2009 tarihli ihtarname ile davacı tarafça protokolün 11.maddesine göre taşınmazların amacına uygun şekilde kullanılması ve bu yönde gerekli çalışmaların yapılması için bağışlanana 3 aylık süre tanınıp 20.09.2009 tarihinde sağlık hizmetinin faaliyete geçirilmesinin istenildiği; protokolde ön görülen iki yıllık sürenin inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren başlatılması gerektiği şeklinde ihtara cevap verildiği, davanın 23.06.2015 tarihinde açıldığı gözetildiğinde bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/2. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi