2. Hukuk Dairesi 2018/5520 E. , 2019/2308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 11.04.2018 gün ve 2016/15478-2018/4870 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Mahkemece, “Tanık anlatımlarının beyanlarının genel ve soyut olduğu, daha önce taraflar arasında gerçekleşen anlaşmazlığa ilişkin olduğu ve bu tanıkların ifadelerinde açıklanan olaylardan sonra tarafların yeniden bir arada yaşamaya devam ettikleri, bu nedenle davacının eşini affettiği ve hoşgörü kapsamında değerlendirilmek sureti ile evliliğin devam etmesi nedeni ile bu tanıkların ifadelerinin eldeki davaya ilişkin geçimsizliği kanıtlayacak nitelikte olmadığı, davalı tarafça ibraz edilerek çözümü yaptırılan CD içeriğindeki fotoğraf, konuşma dökümleri incelendiğinde tarafların boşanma davası açıldıktan sonra aynı evde birlikte normal karı koca hayatı yaşamaya devam ettikleri ve davanın ispatlanamadığı...” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 11.04.2018 tarih 2016/15478 esas ve 2018/4870 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı kadın tarafından Dairemiz onama ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin davacı kadına yönelik olarak sürekli olarak “Kızınız deli, tımarhaneye yatırın, şişmansın, estetik ameliyat ol, senin hiç bir şeye aklın ermez, sen ne anlarsın, ruh hastasısın, sende psikolojik bozukluk var, git tedavi ol...” diyerek eşini aşağıladığı ve ona hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Davalı erkek tarafından sunulan görüntü kayıtlarına ilişkin CD"nin kadının rızasına aykırı olarak hukuka aykırı yolla elde edildiği anlaşıldığından, hukuka aykırı bu delilin af olgusunun ispatında dikkate alınması mümkün olmadığı gibi, davacı kadının eşinin süreklilik gösteren kusurlu davranışlarını affettiğine dair başkaca bir delil ve olgu da ispatlanamamıştır. Bu halde, davalı erkeğin aşağılama ve hakarete yönelik davranışlarının süreklilik gösterdiği de dikkate alındığında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK m. 166/1) karar verileceği yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki; bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, hükmün onanması doğru olmayıp, davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 11.04.2018 tarih 2016/15478 esas ve 2018/4870 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacının karar düzeltme isteğinin yukarıda gösterilen sebeple Dairemizin 11.04.2018 tarih 2016/15478 esas ve 2018/4870 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 07.03.2019 (Prş.)