11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/4188 Karar No: 2019/5249 Karar Tarihi: 17.06.2019
Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/4188 Esas 2019/5249 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, vergi usul kanununa muhalefet suçundan yargılanan sanıklar hakkında karar verdi. Bir sanık, defter ve belge gizleme suçundan beraat etti. Diğer sanık ve bu sanıkla birlikte hareket eden kişi ise sahte fatura düzenleme suçundan mahkum oldu. Ancak, mahkeme kararında bazı hatalar tespit edildi. İlk olarak, sahte fatura düzenleme suçunun, sahte fatura kullanma suçundan ayrı ve bağımsız olduğunu unutarak yanlış bir şekilde karar verilmişti. Ayrıca, sanıkların birden fazla sahte fatura düzenlemeleri nedeniyle zincirleme suçla ilgil TCK'nin 43. maddesinin uygulanmaması ve TCK'nin 53. maddesi uygulamasının Anayasa Mahkemesi kararı ile yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Sonuç olarak, mahkeme kararı bozuldu ve ceza miktarı bakımından kazanılmış hakların saklı tutulmasına karar verildi. Mahkeme kararında, Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesi ve Türk Ceza Kanunu'nun 43. ve 53. maddeleri önemli bir şekilde yer aldı.
11. Ceza Dairesi 2016/4188 E. , 2019/5249 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : 1- Sanık ... için, defter ve belge gizleme suçundan; beraat 2-Her iki sanık için, sahte fatura düzenleme suçundan; mahkumiyet
A) Sanık ... hakkında “defter ve belge gizleme” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi: Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, yüklenen suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığına ilişkin vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu verilere dayandırıldığı, kurulan hükümde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün istem gibi ONANMASINA, B) Her iki sanık hakkında “2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçuna ilişkin mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafinin temyiz talebinin incelenmesi: 1- İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 27.11.2012 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında 2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kamu davası açıldığı, sahte fatura kullanma suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi, sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden, gerekçeli kararın “Oluş, Kanaat ve Gerekçe” başlıklı 1. paragrafında, “...sanıkların 2011 yılında gerçek ticari ilişkiye dayanmayan sahte faturalar düzenledikleri anlaşılmış ve olay bu şekliyle Mahkememizce maddi vaka olarak kabul edilmiştir.” denilmesine karşın devamında; “tüm dosya kapsamından, sanıkların üzerine atılı sahte fatura kullanma suçu yönünden yapılan değerlendirmede; sanıkların 2011 tarihinde ticari ilişkiye dayanmayan sahte fatura kullandıkları sabit olmakla, sanıkların üzerine atılı 213 sayılı yasaya muhalefet suçunu işledikleri vicdani kanaatiyle ayrı ayrı 213 sayılı yasanın 359/b maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.” denilmek suretiyle çelişkiye neden olunması, 2- Sanıkların 2011 takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenlemeleri nedeniyle, zincirleme suçla ilgili TCK"nin 43. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayini, 3- TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı bakımından kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 17.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.