14. Hukuk Dairesi 2018/3883 E. , 2019/1658 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.05.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 21.11.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alacaklının açtığı ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ..."nin müvekkiline borçlu olduğunu, davalılar murisi ..."den intikal edecek dava konusu 23 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine dair verilen ilk karar davalılar ... ve ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 04.07.2017 tarih ve 2015/8355-2017/5629 E-K sayılı ilamıyla; "davacı vekili, davalılardan ..."nin müvekkiline olan borcu nedeniyle aleyhine icra takibi başlatıldığını, borcun ödenmemesi üzerine davalı borçluya annesi ..."den intikal edecek taşınmaz hisseleri üzerine haciz konulduğunu ancak davalı borçlunun mirastan feragat sözleşmesi düzenleyerek annesinden intikal edecek taşınmaz hisselerinin adına devrinden feragat ettiğini, dava konusu 23 adet taşınmazın da diğer davalılar adına intikal gördüğünü, bunun üzerine tasarrufun iptali istemiyle dava açtıklarını, mahkemece davanın kabulü ile mirastan feragat sözleşmesinin müvekkili yönünden iptaline ve tasarrufa konu taşınmazlarda davalı ..."ye düşen hisseler üzerinden müvekkiline cebri icra yetkisi tanınmasına karar verildiğini, akabinde dava konusu taşınmazlar üzerine aynı icra dosyası nedeniyle yeniden haciz konulduğunu ileri sürerek icra mahkemesinden alınan yetki belgesine dayalı olarak ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiş; bir kısım davalılar vekili ise tasarrufun iptaline ilişkin kararın henüz kesinleşmediğini belirterek bu davanın sonucunun beklenmesini istemiştir. Sözü edilen tasarrufun iptaline ilişkin İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.10.2010 tarihli 2009/200 Esas 2010/269 Karar sayılı kararının ise derecattan geçmek suretiyle 13.01.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tasarrufun iptali davasının kabul ile sonuçlanarak kararın kesinleşmesi üzerine de dava konusu taşınmazlarda elbirliği mülkiyeti sona ermiş olduğundan ve davalı borçlu ..."ye intikal edecek hisselerin bağımsız olarak satışı mümkün hale geldiğinden davacının ortaklığın giderilmesini istemekte hukuki yararı kalmamıştır. Bu durumda mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya kapsamına göre davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalılar ... ve ... vekilinin vekalet ücreti bakımından temyiz itirazına gelince; davalı ..."nin kendisini Av. ... ile, diğer davalılar ... ve ..."nin ise kendilerini Av. ... ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre her iki vekil yararına ayrı ayrı maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hükümde iki vekil yönünden tek vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değil ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hüküm fıkrasının 4. bendinin hükümden tamamen çıkarılarak yerine ""Davalı ... ile davalılar ... ve ... kendilerini ayrı ayrı vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 990,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ve ... ile davalı ..."ye ayrı ayrı verilmesine"" cümlesinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 25.02.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alacaklının açtığı ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, borçlu ... için icra takibi yapmış, 2007/3339 icra sayılı dosyada haciz işlemi gerçekleşmiştir.
Davalı ... miras hakkından intikal edecek malvarlığı için mirastan feragat sözleşmesi imzalamış, davacı bunun üzerine İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesine tasarrufun iptali davası açmış, bu dava 27.10.2010 tarih ve 2009/200 Esas, 2010/269 Karar sayılı kararı ile "İskenderun 2. İcra Müdürlüğünün 2007/3559 Esas sayılı icra dosyasındaki borcu karşılayacak şekilde, davalı borçlu ... yönünden mirastan feragat sözleşmesinin iptaline" karar verilmiştir.
Dolayısıyla davacı bu davayı, tasarrufun iptaline karar verilip, hükmün kesinleşmeden 18.05.2011 tarihinde açmıştır ve bu dava açıldığı tarihte haklıdır. Dava devam ederken diğer hükmün kesinleşmesi ile hukuki yararı kalmamıştır.
Bu nedenle davalılardan ..."a diğer davalıların karar tarihine göre 990,00TL maktu vekalet ücreti ödenmesine, davalılar ... ve ... tek vekille temsil edildiğinden karar tarihinde göre 990,00TL maktu vekalet ücretini, davalı ..."tan alınarak, diğer davalılar ... ve ..."e ödenmesi şeklinde hükmün düzeltilerek onaması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun davacı yana vekalet ücreti yüklenmesi yönündeki düzeltilerek onamasına katılmıyorum