Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2008
Karar No: 2019/4645
Karar Tarihi: 16.10.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2008 Esas 2019/4645 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2019/2008 E.  ,  2019/4645 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine 12/06/2012 gününde verilen dilekçe ile kurum işleminin iptali ile yapılan mahsubun iadesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 29/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kurum işleminin iptali ile yapılan mahsubun iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davacının herhangi bir sosyal güvencesi olmadığından ölüm aylığı almakta iken 2011 yılında, 6111 sayılı Kanun’dan yararlanarak hizmetlerini ihya ettiğini ve Tarım Bağ-Kur borçlanması yaptığını, davacıya 30/06/2011 tarihinden itibaren emekli aylığı bağlandığını, davacının bu tarihten itibaren ölüm aylığı almadığını, buna rağmen davalı kurum tarafından geriye dönük borç çıkarıldığını, davalı kurum tarafından davacıya ödenen ölüm aylığının fuzuli ödendiği ileri sürülerek aldığı paranın iadesi talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiş, davalı kurum işleminin iptalini ve davacının maaşından yapılan mahsubun iadesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davacıya Emekli Sandığı iştirakçisi olan oğlu .....’ın ölümü nedeniyle 01/04/1999 tarihinde, 5434 sayılı Kanun’un 72. maddesi gereğince aylık bağlandığı, ancak aylığın bağlandığı tarih itibarıyla davacının gerekli şartları sağlamadığı, 5510 sayılı Kanun’un 96. maddesine göre kurumun hatalı işleminden kaynaklanan ödemelerin hatalı işlemin tespit edildiği tarihten geriye doğru beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı üzerinden ilgilisinden istenebileceği, mevcut davada hatalı ödemenin davalı kurumun işleminden kaynaklandığı ve bu nedenle davacıya geriye doğru beş yıllık sürede yapılan ödeme toplamı üzerinden borç çıkarıldığı, her ne kadar Borçlar Kanunu’nda iyiniyetli zenginleşenin yalnızca elinde kalanın iadesi ile yükümlü olduğu düzenlenmiş ise de 5510 sayılı Kanun’un özel kanun niteliğinde olup uygulama önceliği bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    17/04/2008 günlü 5754 sayılı Kanunla değişik 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun "5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı Geçici 4. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer
    ödemeler ve yardımlar ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Aynı maddenin 4. fıkrası ise "Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Uyuşmazlık Mahkemesi 5510 sayılı Kanun’un, 5754 sayılı Kanunla değişik Geçici 4. maddesinin uygulamasından kaynaklanan davalarda “5510 sayılı Kanun"un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının görüm ve çözümünde, idari yargının görevli olduğu” sonucuna varmıştır (Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 10/04/2017 gün 2017/205 esas, 2017/253 karar, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 28/09/2015 gün 2015/583 esas, 2015/595 karar, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 09/04/2012 gün 2012/64 esas, 2012/83 karar).
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-b maddesine göre "yargı yolunun caiz olması" dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı Kanunun 115/2 maddesi gereğince mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
    Somut olayda, davacının oğlu ....’ın, 5434 sayılı Kanun kapsamında iştirakçi iken 31/10/1998 tarihinde vefat ettiği ve davacının başvurusu üzerine 01/04/1999 gününde, 5434 sayılı Kanun’un 72. maddesi gereğince davacıya aylık bağlandığı, ancak davalı kurum tarafından 10/05/2012 tarihinde davacının ölen oğlu nedeniyle aylık bağlandığı tarihte 65 yaşını doldurmadığı, malul olduğuna dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, dolayısıyla 5434 sayılı Kanun’un 72. maddesindeki şartları taşımadığı halde sehven aylık bağlandığının tespit edildiği, 5510 sayılı Kanun’un 96. maddesi gereğince geriye doğru beş yılda ödenen aylıkların toplamı üzerinden davacıya borç çıkarıldığı ve davacının ... emekliliği nedeniyle almakta olduğu maaş üzerinden mahsuplaşma başlatıldığı, davacı tarafından da eldeki davada davalı kurumun anılan işleminin iptali ile yapılan mahsubun iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
    Şu durumda, yukarıda anılan 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi ve Uyuşmazlık Mahkemesinin emsal kararları dikkate alındığında davalı kurumun iptali istenen işlemi idari işlem niteliğinde olup davanın görüm ve çözümünde idari yargı görevlidir. Mahkemece, yargı yolu bakımından mahkemenin görevli olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi