13. Hukuk Dairesi 2019/1886 E. , 2020/2352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar; davalı ile 11.08.2009 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi imzaladıklarını, davalının sözleşme kapsamında yapılması gereken ödemeleri yapmadığını, bunun üzerine alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takini başlattıklarını, davalının borca itiraz ederek icra takibin durdurduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, takibin 19.611,76 Euro (dava tarihindeki TL karşılığı 50.315,93 TL) üzerinden devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK"nın 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK"nın 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, mahkemece, son celsede açıklanan kısa kararda davanın icra inkar tazminatına ilişkin talebi hakkında bir karar verilmeksizin, davanın kabulü ile, 19.611,76 Euro yönünden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiş, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise davanın kabulü ile, 19.611,76 Euro (dava tarihindeki TL karşılığı 50.315,93 TL) yönünden itirazın iptaline, asıl alacağa yıllık yasal faiz işletilerek takibin devamına, asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek, kısa kararda hakkında değerlendirme yapılmayan davacının icra inkar tazminatı talebi yönünden de hüküm kurulmuştur. Bu şekilde kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Davacılar, eldeki dava ile 11.08.2009 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi kapsamında davalı tarafça ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, Euro para birimi cinsinden alacak taleplerini belirlemişlerdir. Ancak, mahkemece davanın kabulü ile 19.611,76 Euro (dava tarihindeki TL karşılığı 50.315,93 TL) yönünden itirazın iptaline karar verilerek, davacıların talebi olmaksızın dava konusu icra takibinin devam edeceği alacak miktarının Türk Lirası cinsinden belirlenmiş olması infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
3-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.