Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12374
Karar No: 2014/6201
Karar Tarihi: 18.03.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/12374 Esas 2014/6201 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/12374 E.  ,  2014/6201 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Terme 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarihi : 10.01.2013
    No : 2012/507-2013/7

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece; ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava 17.07.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıkların tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece; davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinde, üçüncü kişinin sorumluluğu için kastının varlığı zorunlu olmasına karşın, sigortalının ölümüne taksirli eylemi ile yol açan davalı hakkında rücu alacağının hüküm altına alınamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    5510 sayılı Kanunun Geçici 4 üncü maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir…
    Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” hükmüne yer verilmiştir.
    5510 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinin birinci fıkrasında; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.” hükmü öngörülmüştür.
    Davaya konu uyuşmazlıkta, hak sahiplerine bağlanan aylığın dayanağı 5434 sayılı Kanun’dan kaynaklanmakta olup, 5510 sayılı Kanun uyarınca bağlanan bir aylık söz konusu olmadığı gözetildiğinde olayda, 5510 sayılı Kanunun 39 uncu Maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır.
    İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106 ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunda, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanunun 101 inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
    Trafik kazasında ölen Emekli Sandığı iştirakçisinin hak sahiplerine bağlanan peşin değerli aylığın tahsiline ilişkin davanın yasal dayanağının 5434 sayılı Kanunun 129 uncu Maddesi olması, uyuşmazlığın çözümünde ne 506 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanunun uygulama yerinin bulunmaması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2 nci maddesinde, kimler aleyhine idari yargıda dava açılabileceği açıklanmış olup, gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari yargı yerinde dava açılamayacağı hususları gözetildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu nazara alınmaksızın, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi