11. Hukuk Dairesi 2019/4103 E. , 2019/6922 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen ve davanın kabulüne dair kararı veren İskenderun ATM"nin 21.06.2018 tarihli 2017/302 Esas 2018/334 Karar sayılı kararının kanun yararına temyiz edilmesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.08.2019 tarih ve 2019/68225 sayılı yazıları ile istenilmiştir.
Açılan davada davacının davalı bankadan aldığı ticari kredi nedeniyle dosya masrafı ve benzeri adları altında alınan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.500,00 TL"nin avans faiziyle birlikte iadesine karar verilmesinin istenildiği, 19.04.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin 3.240,00 TL"ye çıkartıldığı mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği ve miktar itibariyle verilen kararın kesin olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin komisyon tahsiline ilişkin olarak düzenlenen hükümlerinin 6098 sayılı TBK 20.maddesi çerçevesinde "Genel İşlem Koşulları" olarak değerlendirilerek davalı bankaca önceden bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahisle tahsil edilen komisyonunda davacıya iadesine hükmedildiğini, ancak taraflarca düzenlenen kredi sözleşmesinin eki kabul edilen komisyon toplam tutarını içeren "Proje Geri Ödeme Formu" başlıklı belgenin doğrudan davacı için düzenlenen, kişiselleştirilmiş, davacının imzası bulunan ve tahsil edilecek alacak kalemlerini gösterir şekilde düzenlenmiş olmasına rağmen mahkemece genel işlem koşulları hükümlerine tabi tutularak ve buna dayalı olarak sözleşmeye yazılmamış sayılmasının yerinde olmadığından yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle kararın bozulması gerektiği ve ayrıca kabule göre de mahkemece hükmedilen alacak miktarırın dava dilekçesi ile talep edilen miktarına dava tarihinden, ıslahla arttırılan miktarına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının usule uygun olmadığı belirtilerek hükmün 6100 sayılı HMK"nın 363/1 maddesi uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Genel İşlem Koşulları, 6098 sayılı T.B.K. 20 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup bir sözleşme yapılırken düzenleyenin ileride çok sayıda benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şeklinin nitelendirmede önem taşımayacağı da yasanın açık hükmüdür. Madde gerekçesinde de yine, borçlar hukukunun temelini bireysel sözleşme modeli oluşturmaktadır. Bireysel sözleşme denilince borçlar kanunun 1 ve devam maddelerinde düzenlenen öneri, karşı öneri ve kabul gibi ensonunda irade açıklamalarının uygunluğu ve uyuşması sağlanıncaya kadar sözleşmenin her hükmünün tartışma ve pazarlık konusu yapıldığı sözleşmeler anlaşılır denilmektedir. Günümüzde ekonomik ve sosyal gelişmeler bir başka sözleşme türünü daha ortaya çıkarmıştır. Buna göre, bireysel sözleşmenin kurulmasından önce bankalar, sigorta şirketleri, taşıma işletmeleri gibi girişimciler soyut ve tek yanlı olarak kaleme aldıkları sözleşme şartlarını hazırlamakta, bunlarla da gelecekte kurulacak belirsiz sayıda, aynı şekil ve içerikteki sözleşme koşullarını hazırlamak suretiyle hukuki işlemlerini düzenlemektedirler. Önceden hazırlanan tipik sözleşme koşulları için "Genel İşlem Koşulları" terimi kullanılmaktadır. Bu tür sözleşmelere de "Tip Sözleşme, Kitle Sözleşme, Katılımlı Sözleşme" yada "Formüler Sözleşme" denilmektedir. Girişimci karşısında sözleşmenin diğer tarafı ya kendisine dayatılan koşullarla sözleşmeyi kuracak yada sözleşmenin içerdiği edim ve hizmetlerden vazgeçmek zorunda kalacaktır. Başka bir deyişle, birey önüne konulan metin karşısında "EVET" yada "HAYIR" diyebilecek. Buna karşılık "EVET AMA" seçeneğinden yoksun kalacaktır. (TBK 20.md gerekçeli karşılaştırmalı ve kavram indeksli 6098 sayılı TBK ve Yürürlülük Kanunu, Türkiye Adalet Akademisi Yayınları, Prof. Dr. Nevzat Koç, Prof Dr. Erol Ulusoy, Prof. Dr. Şebnem Akipek sh.20)
Bu açıklamalardan sonra dava konusu bu olayda her ne kadar proje geri ödeme formu başlıklı belgenin düzenlendiği ve bu belge ile doğrudan davacı için düzenleme yapıldığı ve kişiselleştirildiği belirtilmiş ise de, yukarıda da belirtildiği gibi genel işlem koşulları içeren sözleşmenin tarafların karşılıklı irade açıklamalarının uygunluğu ve uyuşmasının sağlandığı, sözleşmenin her hükmünün tartışma ve pazarlık konusu yapıldığı, karşı tarafın sözkonusu krediye ilişkin olarak neye, ne zaman, ne miktarda ödeme yapması gerektiği konusunun açık ve net bir şekilde tespit edilmediği bu haliyle mahkemesince genel işlem koşulları içeren sözleşmenin varlığının kabulü ve TBK"nın 20 ve devamı maddelerinin dava konusu olaya uygulanmasının isabetli olduğu anlaşılmıştır.
Faize yönelik isteme gelince; Islah, 6100 sayılı H.M.K. 176 - 182 maddeleri arasında düzenlenmiş olup taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine ıslah denilir. (Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununu Prof. Dr. Baki Kuru c.5 sh. 3965 İst. 2001) Dairemizin süreklilik ve istikrar kazanmış uygulamalarında benimsendiği ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca 24.05.2019 gün 2017/8 Esas 2019/3 Karar sayı ile "Kısmi davada dava konusu miktarın ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttrılıması halinde arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır."
Aynı kararda dava dilekçesinin faizle ilgili kısmının, ıslah dilekçesinde tekrar edilmesinin dahi bir anlamı bulunmadığı, dava dilekçesinde yer alan faiz talebinin ıslahla arttırılan miktar içinde geçerli olduğu kabul edilmiştir. Islahla arttırılanın ve belirli duruma getirilenin asıl alacak miktarı olup, dava dilekçesinde ayrım yapılmaksızın, faiz açıkça talep edilmekle arttırılan bölüm yönünden faiz talebinin tartışmalı olmadığı bu nedenle de dava konusu olayda ıslah dilekçesi ile arttırılan miktara da dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin isabetli olduğu anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında sonuç itibariyle isabetli olan karara yönelik kanun yararına temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen gerekçelerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın Kanun Yararına Temyiz İsteminin REDDİNE, karardan bir örneğinin ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 03.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.