Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11380 Esas 2020/1642 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11380
Karar No: 2020/1642
Karar Tarihi: 03.03.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11380 Esas 2020/1642 Karar Sayılı İlamı

Özet:

16. Ceza Dairesi'nin 2019/11380 E. ve 2020/1642 K. numaralı kararında, bir kişinin silahlı terör örgütüne üye olduğu suçundan mahkumiyeti karara bağlanmıştır. İlk derece mahkemesince verilen 6 yıl 8 ay hapis cezası sanığın kazanılmış hakkı saklı tutularak yerine \"5 yıl 20 ay hapis cezası\" kararı verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sürecinde ise usuli işlemler kanuna uygun olarak yerine getirilmiş, deliller ve iddialar eksiksiz olarak sergilendiği için sanık ve müdafiinin itirazları kabul edilmemiştir. Hüküm temyiz edilmemesi gerektiğinden esas hakkında karar verilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise \"TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5/1\" olarak belirtilmiştir.
16. Ceza Dairesi         2019/11380 E.  ,  2020/1642 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararı

    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    İlk Derece Mahkemesince sonuç cezanın "6 yıl 8 ay hapis cezası" olarak hesaplanıp sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulması gerekirken, "5 yıl 20 ay hapis cezası" olarak hatalı hesaplanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.