3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/4699 Karar No: 2019/12783 Karar Tarihi: 17.06.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/4699 Esas 2019/12783 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hüküm temyiz edilmiştir. Sanık, mağdura yaralama suçunu işlemiş ve hükmün açıklanması suretiyle mahkum edilmiştir. Ancak, temyiz itirazları değerlendirilerek hükmün bazı sebeplerden dolayı bozulması kararlaştırılmıştır. İlk olarak, mağdurun yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığı belirsiz olduğundan, mağdurun tüm tedavi evrakları, film ve raporları birlikte en yakın adli tıp kurumuna sevk edilmeli ve sonuca göre sanığın hukuki durumu belirlenmelidir. İkinci olarak, sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği, ancak bu ilkenin gözetilmediği belirtilmiştir. Son olarak, Anayasa Mahkemesi'nin 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibareleri iptal etmesi nedeniyle, sanığın hak yoksunlukları yönünden hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Hüküm, 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMUŞTUR. Kanun maddeleri detaylı bir şekilde açıklayıcı olarak eklenmelidir.
3. Ceza Dairesi 2019/4699 E. , 2019/12783 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak, Adli Tıp Kurumu İzmir Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 07/09/2011 tarihli raporda, “dorsum nazi sırtında (burun sırtında) 0.5 cm."lik sütüre kesi bulunduğu”nun belirtildiği ve fakat söz konusu yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığı konusunda herhangi bir görüş belirtilmediği anlaşılmakla; mağdurun, tüm tedavi evrakları, film ve grafileri ile geçici ve kesin raporları ile birlikte en yakın adli tıp kurumu ilgili şube müdürlüğüne sevki sağlanarak yüz bölgesinde meydana gelen yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığı hususunda rapor aldırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Sanığın, aksi ispat olunamayan savunmasına göre, yargılama konusu eylemi, mağdurun, kız arkadaşına rahatsız edici mesajlar göndermesi üzerine çıkan kavgada, mağdurun kendisine küfür etmesi üzerine gerçekleştirdiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 3. maddesinde yer alan cezada orantılılık ilkesi de gözetilerek, TCK’nin 29. maddesi gereği, sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda (¼) uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 3) Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140 - K. 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 17.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.