(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi 2020/7373 E. , 2020/8686 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ...Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen 10.07.2016 tarihli 2016/K.19255 sayılı karara karşı yapılan itiraz üzerine, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 09.11.2016 tarihli 2016/İHK-2968 sayılı itirazın kabulüne dair kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 10.07.2015 tarihinde, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortalı aracın yaya müvekkiline çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini belirterek belirsiz alacak davası olarak 10.100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 03.11.2016 tarihinde talebini 112.833,29 TL"ye artırmıştır.
Davalı vekili, kusur ve maluliyet oranının tespitini talep etmiştir.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; kusur oranı için ceza dosyasının beklenmesi gerektiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilince yapılan itiraz üzerine, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince 09.11.2016 tarihli 2016/İHK-2968 sayılı kararla itirazın kabulüne, başvurunun kabulü ile 112.833,29 TL maddi tazminatın 01.01.2016 temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Dairesi tarafından, itiraz hakem heyeti kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere sigorta tahkim komisyonuna gönderilmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmiş; itiraz hakem heyetince bu kez başvurunun kısmen kabulü ile 82.937,17 TL maddi tazminatın 01.01.2016 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
1-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi"nin 19.10.2017 tarih, 2017/445 E.-736 sayılı kararının kaldırılarak davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 09.11.2016 tarihli 2016/İHK-2968 sayılı kararına yönelik istinaf dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak incelenmesi gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, trafik kazası sonucu yaralanması nedeni ile sürekli maluliyete uğradığını ileri sürmüş, hakem heyetince Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulunun 23.03.2016 tarihli ve davacının %42 oranında sürekli engelli olduğuna dair engelli sağlık kurulu raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; hükme esas alınan 23.03.2016 tarihli heyet raporunda maluliyet oranının tespitinin kaza tarihinde geçerli yönetmeliğe göre yapılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre; Sigortacılık Yasası 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13)(Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. 13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT"nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
5-Kabule görede, davalıya trafik sigortalı araç hususi nitelikte olduğundan hükmedilen tazminata yasal faiz uygulanması gerekmekte olup avans faize hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi"nin 19.10.2017 tarih, 2017/445 E.-736 sayılı kararının KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyetinin 09.11.2016 tarihli 2016/İHK-2968 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.