16. Hukuk Dairesi 2016/5451 E. , 2019/3280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Hükmüne uyulan Yargıtay Bozma ilamlarında özetle; "Mahkemece hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda gösterilen bölümün Asliye Hukuk Mahkemesinden aktarılan davanın kapsamında olduğu kabul edilmiş ise de Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu yere ilişkin olarak fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 11.10.2004 hakim havale tarihli 1/1000 ölçekli kroki ile kadastro paftası çakıştırılarak aktarılan davanın konusunun belirlenmemesi isabetsiz olduğu gibi, aktarılan davanın kapsamında başka taşınmazlar bulunması halinde bunların tutanaklarının da davalı hale getirilmesi gerektiği belirtilerek; kadastro sırasında çekişmeli taşınmaza komşu 126 ada 25 parsel sayılı taşınmazın Asliye Hukuk Mahkemesinde 2002/44 ve 2001/64 Esas sayılı dosyalarla davalı olması nedeniyle malik hanesi ve yüzölçümü hanesi açık bırakıldığına ve 2002/44 Esas sayılı davanın çekişmeli taşınmazlarla ilgili aktarılan dava olduğuna göre, 126 ada 25 parsel sayılı taşınmazın sınırları ile haritasının kesinleşmediğinin ve bu taşınmaz bölümünün de dava kapsamında sayılması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğundan 126 ada 25 parsel sayılı taşınmaza ilişkin bulunan davanın da HUMK"nın 45 ve devamı maddeleri (HMK"nun 166 ve devamı maddeleri) gereğince birleştirilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacıların davasının reddine, 126 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline, 126 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ..., 126 ada 16 parsel sayılı taşınmazın ..., 126 ada 17 parsel sayılı taşınmazın eşit paylarla ... ve ... adlarına tapuya tesciline, 126 ada 25 parsel sayılı taşınmazın ise mer"a olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro tespitinden önceki tarihte Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı ... tarafından taşınmazın yayla olduğu iddiası ile ... ve diğerleri aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davası ile ... tarafından Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine karşı açılan tescil davası yargılama devam ederken çekişmeli taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmesi sebebiyle görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Ne var ki, hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa"nın 1. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyelerinin sınırları, tüm ilin mülki sınırları haline gelmiş olup, Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki belde ve köylerin tüzel kişilikleri kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine katılmıştır. Somut olayda, 6360 sayılı Yasa"nın Geçici 1/13. maddesi uyarınca tüzel kişiliği kaldırılan davalı ...’nin bağlı bulunduğu Feke İlçe Belediye Başkanlığı ile TMK"nın 713/3. maddesi gereğince ilgili kamu tüzel kişiliği olması sebebiyle Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsizdir. Taraf teşkili dava şartlarından olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen dikkate alınması gerekmekte olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez.
Öte yandan, mahkemece davanın esasına ilişkin olarak yapılan inceleme ve araştırma da yetersizdir. Şöyle ki, davacı ... dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların yaylak olduğunu ileri sürmüş, mahkemece yapılan araştırmada taşınmazların niteliği itibariyle öncesinin imar-ihyaya muhtaç ham toprak mı yoksa zilyetlik ile kazanıma elverişli olmayan mera mı, yoksa yayla niteliğinde mi olduğu yönünden alınan ziraatçi bilirkişi raporu yetersiz olup bu taşınmazlar yönünden yöntemine uygun şekilde mera, yayla ve zilyetlik araştırması yapılmamıştır. Ayrıca, bir taşınmazın niteliği ile kullanım şekli ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde somut olayda hava fotoğraflarından yararlanılmamış, üçlü ziraat bilirkişi kurulundan bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamış, keşif sırasında dinlenen bilirkişi ve tanıkların hüküm kurmaya elverişli olmayan beyanlarıyla yetinilerek karar verilmiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca öncelikle, 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa"nın 1. maddesi uyarınca husumet yaygınlaştırılıp Feke Belediye Başkanlığı ile Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı yöntemine uygun şekilde davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, genel mahkemedeki davanın açılış tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, bilinen en eski tarihli uydu fotoğrafları, amenajman planları ile 1/25000 ve 1/5000 ölçekli memleket haritaları ilgili kurumlardan getirtilerek dosyasına konulmalı, komşu taşınmazların tamamının varsa kadastro tutanakları ve dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, bundan sonra da mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri ile 1 fen bilirkişisi, 1 jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların öncesinin mera, yaylak veya kışlak vasfında olup olmadıkları, bu nitelikteki yerlerden değillerse imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadıkları, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazlar imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise nasıl ve ne şekilde emek ve masraf sarfı ile imar-ihya edildikleri, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişkiler oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde çelişkiler giderilmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, tespite aykırı sonuca ulaşıldığı takdirde tespit bilirkişilerinin tümü tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki tarımsal niteliklerini bildiren, kamu orta malı mera veya yaylak vasfında olup olmadıklarını ve sınırda bulunan bu nitelikteki yerlerle aralarında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığını açıklayan, varsa imar-ihyanın tamamlanma tarihi ile zilyetliğin sürdürülüş şekli ve süresini bilimsel verilere dayalı olarak belirten, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları, memleket haritaları ve uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki nitelikleri, mera, yaylak ve kışlak vasfında veya buraların devamı niteliğinde olup olmadıkları, taşınmazların ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadıkları ve kullanımların hangi tarihten itibaren ne şekilde olduğu, varsa imar-ihyalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmışsa hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazların kullanımlarına ara verilip verilmediği hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı bundan sonra da iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece taraf teşkili sağlanmaksızın ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakiminin infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmazların tamamı hakkında sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorunda olduğu üzerinde durulmaksızın tescil hükmü kurulurken çekişmeli 126 ada 15, 16, 17 ve 25 parsel sayılı taşınmazların yüzölçüm haneleri tek tek belirlenmeden karar verilmiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.