5. Ceza Dairesi 2018/3352 E. , 2018/3369 K.
"İçtihat Metni"
Görevi kötüye kullanma suçundan sanıklar ... ve ... haklarında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair itiraz edilmeksizin kesinleşen Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/05/2014 tarihli ve 2014/119 esas, 2014/109 sayılı kararının;
Her ne kadar müşteki ... vekili tarafından Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/05/2014 tarihli ve 2014/119 esas, 2014/109 sayılı kararına karşı yapılan itiraz üzerine vaki karara karşı müştekinin itiraz yasal hakkı bulunmadığından bahisle itirazın reddine dair anılan Mahkemenin 08/09/2016 tarihli ek kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 268/2. maddesinde yer alan “Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.” şeklindeki düzenlemeye nazaran res"en üst mercie gönderilmeksizin 06/10/2016 tarihinde kesinleştiğine dair 10/11/2016 tarihinde kesinleşme şerhi düzenlenmiş ise de; benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 02/10/2017 tarihli ve 2017/4817 esas, 2017/4127 sayılı ilâmında ""Avukatların görev sırasındaki veya görevden doğan suçlardan dolayı Adalet Bakanlığının kovuşturma iznine bağlı olarak, anılan Yasanın 59. maddesi uyarınca suçun işlendiği yere en yakın ağır ceza mahkemesi başsavcısı tarafından düzenlenen iddianame üzerine aynı yer ağır ceza mahkemesince son soruşturmanın açılmasına ya da açılmasına yer olmadığına karar verilmektedir. 1136 sayılı Yasanın 60/1. maddesinde ise; "59. maddede yazılı mahkemelerin tutuklama veya salıverilmeye yahut son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı veya sanık tarafından genel hükümler uyarınca itiraz olunabileceği" belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, özel soruşturma yönteminin düzenlendiği 60/1. madde ile son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin karara kimin itiraz edeceği sorunu açıklığa kavuşturulup, yalnızca Cumhuriyet savcısının itiraz edebileceği kabul edilmiş, ancak itiraz yöntemi bakımından genel hükümlere gönderme yapılmıştır. Bu durumda, incelenen dosyada suçtan zarar gören yakınanın itiraz hakkının bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu nedenle özel yasasındaki hükümle düzenlenen bir konuda, genel soruşturma ve kovuşturma yöntemiyle ilgili olarak, suçtan zarar gören yakınanın da yasa yollarına başvuru hakkı bulunduğunu düzenleyen CMK"nın 260/1. maddesi hükmünün uygulanma olanağı bulunmadığı ve müşteki tarafından yapılan itirazın merci tarafından bu gerekçeyle reddedildiği anlaşıldığından"" şeklinde belirtildiği üzere, son soruşturma açılmasına yer olmadığına dair karara karşı suçtan zarar gören kurum vekilinin itiraz hakkının bulunmadığı kabul edilerek anılan ek karar bu yönden kanun yararına bozma incelemesine konu edilmemiştir. Ancak;
Sanık Avukat ..."ın; müşteki ..."nun emlak komisyon ücretini tahsil etmek üzere vekilliğini üstlenerek, alacaklı müşteki vekili sıfatıyla, faiziyle
birlikte 56.329,04 Türk lirasının tahsili için borçlu ... hakkında Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2010/9415 sayılı dosyası üzerinden yürüttüğü icra takibinde, müşteki ile vekâlet ilişkisi kurulmayan eşi olan Avukat ..."ı yetkilendirmeyerek, müvekkilinin talimatı ve bilgisi olmadığı hâlde, adı geçen avukat aracılığıyla borçlu vakfa ait gayrimenkulun satış işlemlerinin usule aykırı şekilde takip edilmesini sağladığı,
Sanık Avukat ..."ın; eşi olan Avukat ..."ın, alacaklı ... vekili sıfatıyla borçlu ... hakkında Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2010/9415 sayılı dosyası üzerinden yürüttüğü icra takibinde, usule uygun yetkilendirilmediği ve aralarında vekâlet ilişkisi kurulmadığı hâlde, müşteki vekili sıfatıyla satış işlemlerini takip etmek suretiyle Antalya 12. Noterliğince düzenlenen 22/10/2008 tarihli ve 26598 yevmiye sayılı vekâletname ile vekilliğini üstlendiği alıcı müvekkili Ebubekir Avşar ile birlikte hareket ederek, borçlu vakfa ait gayrimenkulun ihale yoluyla satılmasını talep ettiği,
Nazara alındığında, sanıkların savunması ve mevcut delillerin takdir ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, sanıklar haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 06/03/2018 gün ve 94660652-105-07-13720-2017-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22/05/2014 tarihli ve 2014/119 esas, 2014/109 sayılı kararın CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 07/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.