Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/711
Karar No: 2017/826
Karar Tarihi: 28.02.2017

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/711 Esas 2017/826 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkemenin verdiği karar, bir sözleşmenin ayıplı olduğu iddiasıyla açılan davanın tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiği şeklindeydi. Davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi yanlıştı çünkü taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanıyordu ve dava açıldığı tarihte 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un kapsamına girmiyordu. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un amaç, kapsam, mal tanımı, satıcı tanımı ve tüketici tanımı ile ilgili olan maddeleriydi (1. madde, 2. madde, 3. maddeler).
15. Hukuk Dairesi         2016/711 E.  ,  2017/826 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun 1. maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa"nın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. "Satıcı" kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar.
    Kanun’un 3/e maddesinde tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre Yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bir başka deyişle Yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır. Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı Yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun Yasa"nın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkileri de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel
    Kurulu’nun 26.02.2003 gün ve 2003/15-127 E., 2003/102 K. sayılı kararında bu husus belirtilmiştir. Somut olayda, davacı iş sahibi, davalı yüklenici ile evine... marka PVC yapılması hususunda anlaştıklarını fakat yapılan PVC’lerin numuneden farklı olup... marka olmadığını dolayısıyla ayıplı ürün yapıldığını iddia etmiş; davalı yüklenici ise sözleşmeye uygun PVC yaptıklarını bu nedenle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece de kabul edildiği üzere taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, dava açıldığı tarihte 6502 sayılı Yasa yürürlükte bulunmadığından tüketici mahkemesinin görevli olduğundan sözedilemez. Davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılarak esası hakkında karar verilmesi yerine tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 6502 sayılı Kanun"un 73. maddesi gereğince tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi