4. Hukuk Dairesi 2019/2653 E. , 2019/4613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Davacı ... Yol Asfaltlama San. ve Tic. AŞ vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/12/2014 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/03/2017 günlü karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 25/06/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava,menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; dava dışı borçlu şirketin ihaleye konu tüm hak ve alacaklarının ihale devir sözleşmesiyle müvekkil kuruma devir ve temlik edildiğini, dava dışı şirket ile kurulan iş ortaklığında adi ortaklık hükümlerinin uygulanacağının kararlaştırıldığını, ihale olunan ortak yapı işinden kaynaklanmayan şahsi bir borç için müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, davalı idare tarafından usul ve yasaya aykırı olarak müvekkil şirketin hakedişlerine haciz işlemi uygulandığını belirterek borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dosya içeriğinden; mahkemece istemin kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince,davacı şirketin hakedişleri üzerine kamu haczi uygulanması işleminin idari işlem ve eylem kapsamında olduğu, uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin değişik bu gerekçeyle kabulü ile İlk derece Mahkemesinin 01/03/2017 gün ve 2014/856 esas- 2017/94 karar sayılı kararının kaldırılmasına, hükmün HMK 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca yeniden tesisine, dava dilekçesinin yargı yolunun caiz olmaması ve dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından anılan kararın temyiz edilmesi üzerine,
Dairemizin 26/02/2019 tarih, 2018/5284 esas ve 2019/1012 karar sayılı ilamı ile; davaya konu menfi tespit talebinin kesinleşen idari para cezasına ilişkin olduğu bu nedenle uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğu gerekçesiyle bozulduğu ve Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyulmak suretiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm verildiği anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesince; bozma ilamına uyularak, davacı şirket ile dava dışı şirket arasında aktedilen iş ortaklığı sözleşmesi uyarınca ortaklığın gayesi olarak belirtilen işlerle ilgili tüm hususlarda sözleşme hükümleri uyarınca yapı sahibi idareye, üçüncü kişilere, işlerde istihdam edilen tüm personele, tüm resmi kuruluşlar ve makamlara ve diğer tüm tüzel kişilere karşı müştereken ve müteselsilen ve münferiden sorumlu olacakları hususunda anlaşmış oldukları, dava dışı şirket aleyhinde kesinleşen idari para cezasının iş ortaklığı tarafından gerçekleştirilen yol yapım işiyle ilgili olduğu, davacı firmanın dava dışı borçlu şirketten ihaleyi tüm hak ve borçlarıyla birlikte 22/09/2014 tarihinde devraldığı, bu devrin ihale konusu işin yapımıyla ilgili düzenlenerek kesinleşen idari para cezasını da kapsayacağı, bu şekilde borçların tümüyle devrolunması ve öncesinde de iş ortaklığının her bir ortağının tüm borçlardan müteselsilen sorumlu olduğu, davalı kurumun davacının hakedişleri üzerine doğrudan kamu haczi uygulamasında bir sakınca olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan redddine dair karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 359. maddesinde; ""(1) Karar aşağıdaki hususları içerir: (a) Kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ile başkan, üyeler ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları, sicil numaraları, (b) Tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde müdahil olarak katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri, (c) Tarafların iddia ve savunmalarının özeti, (ç) İlk derece mahkemesi kararının özeti, (d) İleri sürülen istinaf sebepleri, (e) Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep, (f) Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi, (g) Kararın verildiği tarih, başkan ve üyeler ile zabıt kâtibinin imzaları, (ğ) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."" düzenlenmesine, aynı kanunun 360. maddesinde ise; ""(1) Bu Bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, bölge adliye mahkemesinde de uygulanır."" düzenlemesine yer verilmiştir.
Şu durumda; Bölge Adliye Mahkemesinin yargı yolunun caiz olmaması ve dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair vermiş olduğu kararın Dairemizce yukarıda yazılı gerekçe ile bozulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma doğrultusunda 6100 sayılı HMK"nın 359. ve 360. maddesi gözetilerek yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken davacının istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmiş olması doğru değildir. Açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.