Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/32343 Esas 2020/309 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/32343
Karar No: 2020/309
Karar Tarihi: 23.01.2020

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/32343 Esas 2020/309 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, marka hakkına tecavüz suçundan mahkumiyet kararı verdiği davada, uzlaşma teklifinin hukuken geçerli olmadığı sonucuna vardı. Uzlaşmanın uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve muhakeme hukuku kurumu olmasına rağmen, suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanması engel teşkil etmemekteydi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları infaz kabil kesinleşmiş mahkumiyet kararı niteliğinde değildiğinden, suçun konusunu oluşturan ürünlerin müsaderesi hususunda karar verilmesi gerekmekteydi. Türk Patent Enstitüsünden istenen marka tescil belgeleri, dosya içerisinde bulundurulamadığı için bozma kararı verildi. Kanunlar ise 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik CMK’nin 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunlu olup, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanması engel teşkil etmemekteydi.
19. Ceza Dairesi         2019/32343 E.  ,  2020/309 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihte uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde, kollukta düzenlenen matbu form üzerinde sanık uzlaşmayı kabul etmediğine dair seçeneği imzalamışsa da, bir hakkın doğmadan önce kullanılması söz konusu olamayacağından, uzlaşma teklifinin hukuken geçerli olmadığı anlaşılmakla, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK’nin 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
    Kabule göre de;
    1-Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve CMK"nin 231/8. maddesinde sayılan denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunun değerlendirilip, aynı maddenin 11. fıkrasına göre cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin yeni bir hüküm kurulması mümkün ise de, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında, açıklanması geri bırakılan hükümde kanuni zorunluluklar dışında (örneğin zamanaşımı, yaş küçüklüğü vs.) herhangi bir değişiklik yapılma imkanının bulunmadığı gözetilmeden, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK"nin 231/11. maddesine aykırı davranılması,
    2-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının infazı kabil kesinleşmiş mahkumiyet kararı niteliğinde olmadığı dikkate alınarak, suça konu ürünlerin müsaderesi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3- 08/03/2011 tarihli celsede Türk Patent Enstitüsüne yazılan müzekkereye cevap verildiği belirtilmesine rağmen, Türk Patent Enstitüsünden istenilen marka tescil belgelerinin temyiz denetimine olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulmaması,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, (1) numaralı bozma yönünden aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle CMUK"nin 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 23.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.