5. Ceza Dairesi 2018/3033 E. , 2018/3285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Katılan kurum vekilinin temyiz isteminin vekalet ücretine yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanığı, katılanı, Cumhuriyet Savcısını ve herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde gerekçeli olması gerektiği gibi Yargıtayın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması ilkelerine uyulmasının zorunlu olduğu, keza verilecek kararın Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/05/2015 tarih 2014/8-145 Esas ve 2015/145 sayılı Kararında da belirtildiği üzere “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararı açıklayan yeni hükmün kesinleştiğinde bir başka kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte olması gerektiği" gözetilmeden, gerekçeden yoksun olarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Sanığın eylemlerini zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlediği, olayın ancak kurum dışı araştırma ve telefon faturasını sanığın görevli olduğu gişeye ödeyen kişilerin daha sonra müracaat etmesi sonucu ortaya çıktığı ve yine bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda zimmet suçunu birden fazla kez işlediği anlaşılan sanık hakkında zincirleme nitelikli zimmet suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeler sonucu bu eylemlerinin basit zimmet kabulüyle yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kabule göre de;
Eylemin kullanma zimmeti olarak kabul edilebilmesi için failin görevi gereği yasal olarak kendisine tevdii edilen parayı belli bir süre kullanıp hakkında herhangi bir uyarı, ihbar, şikayet, denetim veya soruşturma olmaksızın kendiliğinden yatırması gerektiği cihetle, denetim ve şikayet sonrası ortaya çıkan bu fiillerinin dairemizin yerleşik uygulamalarına göre mal edinme kastına bağlı olarak bir bütün halinde zimmet vasfında olduğu, kullanma zimmeti olarak nitelendirilemeyeceği gözetilmeden TCK"nın 247/3. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
Sanığın zimmetine geçirdiği kabul edilen miktarın 552,325 TL olduğu, böylelikle zimmet miktarının suç tarihi itibariyle günün ekonomik koşulları ve paranın satın alma gücü nazara alındığında pek hafif değerde kaldığı anlaşılmakla sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 249. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kullanma zimmetinde suçun konusunu geçici süreyle kullanılıp iade edilen paradan elde edilen nemanın oluşturduğu gözetilip “nema miktarı” hesaplatılıp sanık tarafından bu miktarın iade edilip edilmediği araştırılmadan TCK’nın 248. maddesinin uygulanması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, 53/5. maddesi gereğince hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
Kendisini vekille temsil ettiren katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın ve katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.