5. Ceza Dairesi 2018/304 E. , 2018/3284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma, 1163 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıklara yüklenen kooperatif defterlerini ve kayıtlarını muntazam tutmama şeklindeki eylemlerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 65. maddesi delaletiyle aynı Yasanın 562. maddesinde düzenlenen kabahat fiilini oluşturduğu, defterleri ve belgeleri denetim için hazır etmeme şeklindeki eylemlerinin 1163 sayılı Yasanın ek 2/2 maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, defter ve belgeleri yeni seçilen yönetime teslim etmeme ile diğer eylemlerinin ise 5237 sayılı TCK"nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden ve Anayasanın 141/3, CMK"nın 34/1 ve 230/1. maddeleri gereğince hakimlerin ve mahkemelerin her türlü kararının gerekçeli olarak yazılmasının zorunlu olduğu, CMK"nın 230. maddesine göre de gerekçede delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi, ulaşılan kanaatin denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle gösterilmesi gerektiği halde hangi eylemlerin görevi kötüye kullanma hangilerinin ise 1163 sayılı Yasaya muhalefet suçu kapsamında değerlendirildiği delilleri ile birlikte açıklanmadan gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde, 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada giderilmesi gereken maddi bir zararın bulunmasının
zorunlu olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, CMK’nın 231/6-c maddesinde düzenlenen "giderilmesi gereken zarar" kavramının, somut, belirlenebilir maddi zarar olduğu, manevi zararların bu kapsamda bulunmadığı birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen zararın ne olduğu somut bir şekilde açıklanmadan zararın giderilmediği şeklinde yasal olmayan gerekçe ile yine tutanaklara yansımış olumsuz bir halleri bulunmayan ve hakkında TCK"nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim uygulanan, TCK"nın 51. maddesi uyarınca da hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında takdiri indirim ve erteleme nedenleriyle çelişki oluşturacak şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
1163 sayılı Yasanın ek 2/2 maddesindeki ""...altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar."" şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında adli para cezası belirlenirken TCK"nın 52. maddesinin 2 ve 3. fıkralarına muhalefet edilerek adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar gösterilmeden 450 TL adli para cezasına hükmedilmesi,
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasını ödememeleri durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
TCK"nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle yüklenen suçu işledikleri kabul edilmesine rağmen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 02/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.