8. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1005 Karar No: 2017/8642 Karar Tarihi: 08.06.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/1005 Esas 2017/8642 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2017/1005 E. , 2017/8642 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Dernek
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. 5253 sayılı Dernekler Kanununun 18/1. maddesinde bu Kanunla ilgili olarak hukuk mahkemelerinde bakılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı hükmü bağlanmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması, başka bir anlatımla ancak hukukun cevaz verdiği (ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya Kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (İİK.nun 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet başvurusu gibi). Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez. Bilindiği üzere HMK"nun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak aynı zamanda yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan karar verilmemesi Anayasa"nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına imkan tanınması ilkesinin doğal bir sonucu olup, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasasının 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe karar verilmesi mümkün bulunmadığından; mahkemece, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılıp karar verilmesi yerine, dosya üzerinden davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 08.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.