Esas No: 2021/236
Karar No: 2021/4221
Karar Tarihi: 22.09.2021
Danıştay 10. Daire 2021/236 Esas 2021/4221 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/236
Karar No : 2021/4221
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : Kendi Adlarına Asaleten ...'e Velayeten
... ve ...
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN_KONUSU : Davacılar tarafından, davacılardan ...'in Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesinde doğumu esnasında yapılan müdahalenin, seçilen doğum yönteminin tıp bilimi kurallarına uygun olmaması nedeniyle sağ omuz ve kol bölgesinin tüm fonksiyonlarını yitirdiğinden bahisle ... için 1.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi, annesi ... için 100,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, babası ... için 100,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... (Mahkeme kararında sehven 11/12/2019 yazılmıştır) tarih ve E:..., K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu .... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, annenin kilosu ve fiziki durumu itibarıyla vajinal doğumun tehlikeli olduğu doğumdan önce belirtilmesine rağmen vajinal doğuma zorlandığı, bebeğin kolunun sertçe çekildiği, bu husus değerlendirilmeden hazırlanan rapora dayanılarak karar verildiği, doktorun bu hatalı ve eksik müdahalesinden ötürü davalı idarenin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, yeterli hazırlık ve araştırma yapılmadan annenin doğuma alındığı, Adli Tıp Kurumu raporunda yer alan doğum öncesi tıbbi takibe yönelik belge bulunmadığına yönelik ibareyle de bu durumun sabit olduğu, bu rapora yapılan itirazların değerlendirilmediği, olayın yeterince araştırılmadığı, raporu hazırlayan heyette sadece bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanının bulunduğu, hüküm kesinleşmeden yargılama giderlerinin adli yardımdan yararlanan davacılara yüklendiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden davacıların yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 22/09/2021 tarihinde maddi tazminat istemi yönünden oy birliğiyle, manevi tazminat istemi yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) - KARŞI OY :
Uyuşmazlıkta, olaya yönelik olarak hazırlanan Adli Tıp 7. İhtisas Kurulunun ... tarih ve ... sayılı raporunda özetle, "anne ...’ın doğum öncesi tıbbi takibine ait herhangi bir belge bulunmadığı, kişinin doğum eylemi esnasında hastaneye başvurduğunun anlaşıldığı, doğum eyleminde uzama ya da aksaklık düşündürecek herhangi bir tıbbi kayıt bulunmadığı, bebeğin 3630 gr ağırlığında, 1. ve 5. dk apgar skoru 9/10 doğduğu da dikkate alındığında, söz konusu bulguların vajinal yoldan doğum yaptırılma sınırları içinde değerlendirildiği, dolayısıyla kişide sezaryen ameliyatı endikasyonunun bulunmadığı, söz konusu bulgularla kişiye normal doğum yaptırılmasının doğru bir yaklaşım olduğu, küçükte saptanan brakial pleksus lezyonunun normal doğum eylemi sırasında tüm özenin gösterildiği durumlarda dahi bebeğin vaginal yoldan çıkartılması sırasındaki manevralara bağlı olarak görülebildiği, doğum sonrası yapılan muayenesinde sağ kolda hareketsizlik, tonus kaybı olduğu, moro-yakalama reflekslerinin olmadığının tespit edilmesi üzerine Ortopedi ve Fizik Tedavi konsültasyonu istenerek küçüğün çocuk nörolojisi polikliniğine yönlendirilmiş olmasının tıbben uygun bir yaklaşım olduğu, küçükte sağ kolda tespit edilen brakial pleksus felcinin doğum eyleminin komplikasyonu olarak değerlendirildiği, dolayısıyla Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesinde doğum sürecinde ve sonrasında ... ve ...’e uygulanan muayene ve tedavilerin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu" yönünde görüş bildirilmiştir.
Manevi tazminat, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Manevi zararın varlığı, sadece şeref, haysiyet ve onur kırıcı işlem ve eylemlere ya da kişilerin vücut bütünlüğünde meydana gelen sakatlık haline, ölüm nedeniyle ağır bir elem, üzüntü duyulması şartına bağlı olmayıp; idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini mevzuata ve hizmet gereklerine uygun olarak tam ve eksiksiz olarak sunamaması nedeniyle ilgililerin yeterli hizmet alamamalarından dolayı üzüntü ve sıkıntı duymaları manevi zararın varlığı ve manevi tazminatın hükmedilmesi için yeterli bulunmaktadır.
Söz konusu Adli Tıp Kurumu raporunda, küçüğün sağ kolunda brakial pleksus lezyonu gelişmesinde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu açıkça ortaya konulamadığından maddi tazminata hükmedilmesi koşulları oluşmamakla birlikte, davacı annenin gebelik takiplerine gitmediği, şeker hastası olduğu ve diyabetik anneli bebeklerin doğumunda komplikasyon riskinin daha yüksek olduğu dikkate alındığında, sezaryen ile doğum ihtimali değerlendirilmeden doğumun normal spontan yoldan gerçekleştirildiği, dava konusu olayda davalı idarenin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesinden kaynaklı olarak davacılarda sağlık hizmetinin gereği gibi yerine getirilmediği yönünde üzüntü ve şüphe oluştuğu, bu suretle uğranılan manevi zararın, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi de gözetilerek manevi tatmin sağlayacak, idarenin davranışını ortaya koyacak makul bir tutarın ödenmesine karar verilmek suretiyle giderilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmına karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile, Daire kararının bu kısmına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.