Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2556
Karar No: 2019/4581
Karar Tarihi: 14.10.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2556 Esas 2019/4581 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2019/2556 E.  ,  2019/4581 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/12/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 21/05/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşiyle birlikte olduğunu, eylemin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/03/2015 tarihli ilk kararın taraf vekillerince temyizi üzerine, Dairemizin 24/12/2018 gün ve 2015/8593 esas, 2018/8250 karar sayılı ilamı ile “Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 06/07/2018 gün ve 2017/5 esas, 2018/7 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi eş olmayan davalı yönünden fiilin hukuka aykırılık şartının gerçekleşmediği, davalının dava dışı eş ile birlikteliği şeklindeki davranışının aldatılan eş yönünden haksız fiil olarak nitelendirilemeyeceğinden müteselsil sorumluluk esasına göre de sorumluluğuna gidilemeyeceği, aldatılan eşin yansıma yolula zarara uğradığını da iddia edemeyeceği, açıklanan nedenlerle davanın tümden reddi gerektiği” şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda “dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı, Yargıtay HGK’nun 18/11/2009 gün ve 2009/18-421 esas, 2009/526 karar sayılı ilamında da aynı ilkeye yer verildiği, davacının davanın açıldığı tarihteki mevzuata göre dava açmakta haklı olması nedeniyle davalıdan manevi tazminat talep edebileceği, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı, bu durumda dava açıldıktan sonra hasıl olan içtihadı birleştirme kararı nedeniyle davacının dava açmakta haksız sayılamayacağı, konusuz kalan dava hakkında red kararı verilerek, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsil edilmesi gerektiği” şeklindeki gerekçeyle, davanın reddine, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın “Yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 326. maddesi;
    “(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
    (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
    (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir” hükmünü içermektedir.
    Yukarıda belirtilen düzenleme uyarınca, yargılama giderleri kural olarak, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Ancak bu ana kuralın kanundan doğan bazı istisnaları bulunmaktadır. Örneğin, 6100 sayılı HMK’nun 101, 178, 182, 213, 253, 269/2. maddelerinde davada haksız çıkılmış olup olmadığına bakılmaksızın yargılama giderlerinin taraflardan birisine yükletildiği özel durumlar yer almaktadır.
    Yargılama giderlerinden sorumluluğun temeli, dava açmakta veya savunma yapmakta kusurlu olmak değil, dava sonunda haksız çıkmaktır.
    Burada yeri gelmişken yerel mahkemenin gerekçesinde atıf yaptığı Yargıtay HGK’nun 18/11/2009 tarih ve 2009/18-421 esas ve 2009/526 karar sayılı kararına değinmekte de fayda vardır. Zira Yargıtay HGK kararına konu davada, “yerel mahkemece konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına ve davalının dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmiş, Özel Dairenin bozma kararı üzerine yerel mahkemenin direnme kararı vermesi üzerine önüne gelen uyuşmazlıkta Yargıtay HGK, yargılama sırasında yürürlüğe giren Kanun değişikliği nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği, davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olduğu ve sadece davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünde karar vererek” direnme kararını bozmuştur. Temyize konu eldeki davada ise mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle Yargıtay HGK’nun anılan kararında belirtilen gerekçelerin, somut davada yargılama giderlerinin davalı yana yükletilmesine dair verilen karara gerekçe oluşturması mümkün değildir.
    Ayrıca eldeki davada, davanın açıldığı tarihte dava konusu uyuşmazlık hakkında yerleşik bir içtihat söz konusu olmadığı gibi, davacının dava açmakta haklı olduğuna ilişkin açık bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
    Şu halde mahkemece, tüm bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler nazara alınarak vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi