3. Hukuk Dairesi 2020/3741 E. , 2020/4651 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirketten bahçesine ekilmek üzere 28/03/2012-06/04/2012-03/09/2012 tarihlerinde toplam 7.458,85 TL"lik kayısı fidanı aldığını, kendisine fidanların 3 yaşına geldiğinde % 80 oranında verime sahip olacağının söylenmesine rağmen, fidanların üçüncü yılın sonunda ancak %10"luk bir verime ulaşabildiğini, geriye kalan ürünler olgunlaşmadan döküldüğünden bu kısma ilişkin gelirinden mahrum kaldığını, davalı tarafından bahçesine toprak ve iklim gibi değişik açılardan uygun olmayan fidan verildiğini belirterek, davalı şirketin ayıplı ürün tesliminden kaynaklı zarar bedeli olarak şimdilik 20.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile davalı şirketten aldığı sertifikalı kayısı fidanlarından kendisine vadedilen verimi alamadığını, ürünlerin olgunlaşmadan döküldüğünü belirterek uğradığı zararın tazminini talep etmiş, davalı davanın reddini dilemiş, mahkemece, bilirkişi heyetinden rapor alınarak, bahçenin bakımının yeterli olmadığı, böyle bir bahçeden istenen verimin elde edilemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına esas teşkil eden 19/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda; keşif esnasında dava konusu fidanların magador cinsi fidanlar olduğunun söylendiğini, bu çeşidin hasadının tamamlanmış olduğunu, bahçe üzerindeki ağaçların bakımsız olduğunu, sağlıklı bir görünüme sahip olmadıklarını, bahçede yer yer boşluklar ve kuruyan ağaçlara rastlandığını, ağaçların yapraklarının genellikle sarı ve küçülmüş olduğunu, yaprakların küçük olmasının nedeninin bitkilerin susuz kalmasından kaynaklanabileğini, damlama hortumlarının tek hat
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
göründüğünü bunun sulama için yeterli olmadığını ancak, zaten hasat sonrası sulamanın kesilmeyip azaltılması gerektiğini, davacının keşif esnasında aslında 2 hat şeklinde damlama hortumlarının olduğunu, bakım nedeniyle hortumları kaldırmış olduklarını belirtmelerinin bu yüzden makul olduğunu,sezon sonunda sulamanın tamamen kesilmesinin bitki açısından uygun olmadığını, taşınmazın çevresinde sağlıklı meyve bahçelerin olduğunun görüldüğünü, davalı şirket tarafından davacıya yeterli teknik destek verilmediğinin anlaşıldığını, genel durum itibariyle bahçenin bakımının yeterli olmadığını, böyle bir bahçeden istenen verimin elde edilemeyeceğini belirtmiştir.
Bilirkişi raporu,bu haliyle bahçedeki verimsizliğin nedenini açıkça ortaya koyamayıp, kendi içerisinde çelişkiler barındırdığından ihtilafı çözmeye ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Bahçedeki verimsizliğin; davacının sulama hatası ve bahçe bakımının yetersizliğinden mi yoksa davalının tahsis ettiği fidanlardan ve davalının davacıya yeterli teknik destek vermediğinden mi kaynaklandığı anlaşılamamıştır.
Yetersiz ve taraflarca itiraza uğramış bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır. Hal böyle olunca; Mahkemece, konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak raporun kendi içindeki çelişkilerini giderecek ve tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık ve yeterli bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan 31,40 TL temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.