21. Hukuk Dairesi 2016/11604 E. , 2018/5296 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, malulen emeklilik talebinin reddine ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davalı Kurum işleminin iptali ile davacının 04.10.2013 tarihinden itibaren malulen emekliliğe hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile "davacının çalışma gücünün en az yüzde 60 ını kaybettiğini ve malul sayılması gerektiği ile maluliyet başlangıç tarihinin 16.04.2015 olduğunun tespitine" karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 16.04.2002 tarihinden itibaren 4137 gün 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-(a) maddesi kapsamında sigortalılığının bulunduğu, en son 04.10.2013 tarihinde davalı Kuruma müracaat ettiği, Kurumun davacının %60 oranında çalışma gücünden kaybetmediğinden maluliyet aylığından yararlanamayacağına karar verdiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu"nun 31.07.2013 ve 28.03.2014 tarihli kararlarında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne göre davacının çalışma gücünün en az %60 oranında kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu"nun 11.01.2016 tarihli kararında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne göre beden çalışma gücünün en az %60 oranında kaybetmiş olduğundan malul sayılmasına, maluliyet başlangıç tarihinin 16.04.2015 tarihli rapor olduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa"nın 95. maddesi ise "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.
Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu"nca karara bağlanır." şeklinde düzenlenmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulu"nca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumu"nu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu"na giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda; davanın 12.05.2014 tarihinde açıldığı ve davacının talebinin maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti olduğu anlaşılmış olup dava tarihi itibariyle maluliyet aylığı şartlarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekirken, davacının malul olduğunun ve maluliyet başlangıç tarihinin dava tarihini aşacak şekilde 16.04.2015 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesi yerinde değildir. Aynı zamanda Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu"nun raporunda davacının çalışma gücünü en az %60 oranında kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına karar verildiği buna rağmen Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu"nun raporunda davacının beden çalışma gücünü en az %60 oranında kaybetmiş olduğundan malul sayılmasına karar verildiği anlaşılmış olup her iki rapor arasında çelişki olduğu açıktır. Raporlar arasındaki çelişki, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"ndan alınacak rapor ile giderilmeden karar verilmiş olması hatalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.