1. Hukuk Dairesi 2016/667 E. , 2019/1536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.03.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ve vekilleri Avukat ... ve Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... ve davalılar ... ve ... vekili Avukat ... ve asil davalı ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..."nun tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil (sahtecilik) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu ... ada 2 parsel sayılı taşınmazın 18/04/2011 tarihli 1373 yevmiye numaralı sahte vekaletnamelerle davalı ...’a temlik edildiğini, aynı yevmiye numarasını taşıyan iki adet sahte vekaletname düzenlendiğini, davalı ...’a yolsuz olarak devredilen taşınmazın diğer davalılara muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürerek tüm tescil işlemlerinin iptaline ve taşınmazın adına tesciline, olmadığı takdirde 800.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ..., iyi niyetli olduklarını, sahtecilik konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, davalı ..."i öncesinde tanımadıklarını, bir emlakçı vasıtasıyla taşınmazı satın aldıklarını, davalı ...’a 655.000 TL ödediklerini; davalı ... ise taşınmazı gazetede gördüğü ilan üzerine 450.000 TL bedelle satın aldığını, daha sonra 26/05/2011 tarihinde emlakçı aracılığıyla 655.000 TL bedelle diğer davalılara devrettiğini, vekil ..."u da taşınmazı almadan önce tanımadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 18.04.2011 tarihli vekaletnamelerin sahte olduğu ancak davalılar ... ve ...’ın kötüniyetli olduklarının kanıtlanamadığı gerekçesi ile, davalı ... yönünden ise pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu 26585 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ... Noterliği’nin 18.04.2011 tarih 1373 yevmiye nolu vekaletnamesi ile 12.05.2011 tarihinde davacı ..."a vekaleten ... tarafından satış suretiyle davalı ...’e devredildiği, davalı ...’ın 26/05/2011 tarih 15189 yevmiye nolu resmi senet ile de taşınmazı davalılar ... ve ..."ya temlik ettiği,...Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/99 Esas sayılı dosyasında temlike esas 18.04.2011 tarihli vekaletnamenin düzenlenmesi için ibraz edilen nüfus cüzdanın sahte olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki sahteliği sabit olan nüfus cüzdanı ile alınan vekaletname kullanılarak davalı ...’a yapılan temlikin yolsuz tescil niteliğinde olduğu açıktır. Ancak ikinci el konumundaki diğer davalıların iyiniyetli olmaları halinde edinimlerinin korunacağı da kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazın davalı ...’a devrinden 14 gün sonra emlakçı aracılığı ile diğer davalılara temlik edildiği ve ikinci el konumunda olan davalılar ... ve ...’nın da 27.06.2011 ve 28.06.2011 tarihlerinde aynı emlakçı vasıtası ile taşınmazın satışı için gazeteye ilan verdikleri, davalı ... adına açılan banka hesabına satış bedeli olarak yatırıldığı iddia olunan 610.000-TL bedelin de davalı ... tarafından 600.000-TL’sinin hemen çekildiği, taşınmazın kısa aralıklarla el değiştirdiği ve tekrar satılması amacıyla gazeteye 1 ay sonra yeniden aynı emlakçı tarafından ilan verildiği hususları toplanan tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davalılar ... ve ...’nın iyiniyetli olmadıkları; başka bir deyişle, TMK"nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Hal böyle olunca, tapu iptali-tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037 -TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.