Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8923
Karar No: 2020/4649
Karar Tarihi: 23.09.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/8923 Esas 2020/4649 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/8923 E.  ,  2020/4649 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı avukatlara vekaletname verdiğini, zabıt katibi olarak atamasının yapılmasını reddeden Adalet Komisyonu kararına karşı idare mahkemesinde dava açıldığını, idare mahkemesince açılan davanın reddine karar verildiğini,bu kararın süresinde temyiz edilmediğini, avukatların görevin kutsallığına yakışır şekilde, işi özenle yerine getirme borcuna aykırı davrandığını, memur olma imkanını ortadan kaldırdıklarını belirterek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte 6.000,00 YTL maddi ve manevi tazminata ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
    Davalılardan ... cevap vermemiş, duruşmaya katılmamış, diğer davalılar davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak, davacının davasının kısmen kabulü ile, 5.000,00TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava, davalı vekillerin özen borçlarının gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece idare mahkemesinin red kararı temyiz edilmiş olsa dahi sonuç değişmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar

    verilmiş ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 11/06/2015 tarih 2014/36139 E. 2015/19341 K. sayılı ilamı ile; “Mahkemece, yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek Medeni Hukuk ve Borçlar Hukuku profesöründen idare mahkemesi kararı süresinde temyiz edilse idi farklı bir sonuç alınıp alınmayacağı konusunda rapor düzenlemesi istenmiş, bilirkişi uzmanlık alanı olmadığından dosyayı iade etmiştir.Yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebi gerekçesiz reddedilmiştir. Toplanmasına karar verilen delilin tamamlanması gerekir. Mahkemece idari yargı konusunda uzman bilirkişiden karar süresinde temyiz edilseydi davacı lehine sonuç alabilme imkanı olup, olmadığı konusunda rapor alınarak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararları tarafları yönünden usulü kazanılmış hak oluşturur. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi raporlarında konunun teknik bir konu olmayıp mahkemelerin takdirinde olduğu, hukuki görüş beyan etmenin doğru olmayacağı bildirildiğinden, Mahkemece, bozma gereğince hüküm tesis edilmeyerek, idare mahkemesi kararı temyiz edilseydi alınacak sonucun lehe olup olmayacağını tahmin etmekten çok, vekil olan davalıların sorumluluğunu yerine getirip getirmediği, kendi görüşlerine göre olumlu bir sonuç elde edilmeyecek davada neden davacıdan vekaletname ve iş kabul edilip dava açıldığı ve masraf yapıldığı sorusuna cevap aramak gerektiğinden; idare mahkemesinde görülen dava süreci, temyiz edilmesi halinde alınacak olası sonuç ve davacının yaşı, eğitimi, sonraki iş hayatı süreci nazara alınarak takdiren 5.000,00TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olduğu görülmüştür.
    Taraflar arasındaki ihtilafın çözümü için, davalı avukatların kararı süresinde temyiz etseydi müvekkilleri olan davacı yararına bir sonuç alınıp alınamayacağının incelenmesi gerekir. Çünkü tazminat hukukunda sadece eylemin yasaya ve sözleşmeye aykırı olması yetmez, ayrıca bu eylem sonucu bir zararın doğmuş olması ve zararla eylem arasında da uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Davalı avukatların vekillik görevini ihmal ettiği, kusurlu davrandığı anlaşılmakta ise de, bu kusurlu davranışın sonunda ve sırf bu kusurdan dolayı davacının bir zararının doğmuş olup, olmadığının araştırılması zorunludur. Bu nedenle kararın süresinde temyiz edilmesi halinde davacı yararına bir sonuç alınıp alınmayacağının belirlenmesi gerekir. Bu belirlenmenin yapılması hukuki bir mesele olup, mahkemece dosya içerisindeki deliller bu hususta tarafların gösterecekleri diğer deliller toplanarak değerlendirilmeli, gerektiğinde davacın uğradığı zararın miktarı konusunda uzman bilirkişilerden açıklamalı gerekçeli denetime elverişli rapor alınarak belirlenip sonucuna uygun karar verilmelidir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı gereğince bilirkişi raporu alınmış ise de, alınan bilirkişi raporlarında konunun teknik bir konu olmayıp mahkemelerin takdirinde olduğu, hukuki görüş beyan etmenin doğru olmayacağı bildirildiğinden yeterli inceleme ve araştırmayı içermemektedir. Mahkemece bozma gereğince hüküm tesis edilmeyerek idare mahkemesinde görülen dava süreci, temyiz edilmesi halinde alınacak olası sonuç ve davacının yaşı, eğitimi, sonraki iş hayatı süreci nazara alınarak takdiren 5.000,00TL maddi tazminata hükmedilmesi doğru değildir. Bozma ilamına uyulması halinde, bozma doğrultusunda taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğar, bu aşamadan sonra bozmanın gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Bu durumda bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmesi ve bozmaya uygun şekilde Danıştay"ın varsa benzer konulardaki uygulamalarından, emsal ...
    olabilecek kararlarından da yararlanılması suretiyle, idare hukuku
    dalında uzman kişilerden oluşacak bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekirken, Mahkemece 6098 sayılı TBK"nın 50/2. Maddesi uyarınca maddi zarar miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyip karar verilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre, davacının ve davalıların sair diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    3-Davacı talep sonucunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00YTL maddi ve manevi tazminata ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 22.01.2009 ve 15.04.2014 tarihli oturumlarda ise maddi tazminat isteklerinin olduğunu, manevi tazminat taleplerini saklı tuttuklarını belirtmişlerdir.
    Mahkemece ,davacının 15/04/2014 tarihli oturumda manevi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını belirterek maddi tazminat konusunda karar verilmesini istediklerinden; davacının davasının kısmen kabulü ile, 5.000,00TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan istemin reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde maddi tazminat ve manevi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açmış olup talebi sadece maddi tazminat yönündedir.Her ne kadar Mahkemece ,davacının 15/04/2014 tarihli oturumda manevi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını belirterek maddi tazminat konusunda karar verilmesini istedikleri belirtilmiş olsa da davacının manevi tazminat yönünden talebinin olmadığı görülmüş olup sadece haklarını saklı tuttuğunu ayrıca belirtmiş olduğu anlaşılmıştır.Davacının manevi tazminat yönünden talebinin olmadığı görülmüş olup sadece haklarını saklı tuttuğunu ayrıca belirtmiş olduğu anlaşılmasına rağmen, Mahkemece,davacının 15/04/2014 tarihli oturumda manevi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını belirterek maddi tazminat konusunda karar verilmesini istedikleri belirtilmiş olması eleştiri sebebi olup, karar diğer yönlerden bozulduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, peşin alınan harçların taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi