22. Hukuk Dairesi 2014/17752 E. , 2015/30848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili davacının, davalıya ait hastanede, taşeron şirketlerin işçisi olarak 01.04.2002-04.05.2012 tarihleri arasında temizlik işlerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ..... vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı bakanlık vekili, zamanaşımı def"i ve husumet itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya içeriği ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalılar temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, davalı bakanlığın harçlardan sorumlu olup olmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda mahkemece, davacı tanıklarının beyanlarına göre, davacının ayda iki nöbet tuttuğu ve sekiz saat fazla çalışma yaptığı, imzalı çizelgelerle, kapı girişi belgelerine göre Haziran 2010 tarihinde altıbuçuk saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de tanıklar yirmidört saat nöbetten sonra izin kullandırılıp kullandırılmadığını açıklamamışlardır. Bu durumda, davacının yirmidört saat nöbet sonrasında izin kullanıp kullanmadığı araştırılarak, kullanmış ise çalışma süresinin yirmidört saat olması durumunda işçinin ancak ondört saat çalışabileceğine ilişkin Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulunun yerleşik uygulaması dikkate alınarak, işçinin çalıştığı günlerde günlük onbir saati aşan çalışmaları fazla çalışma sayılarak 11-14. saatleri arasındaki üç saatlik sürede fazla çalışma yaptığının kabulü gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yanlıştır.
Ayrıca, Haziran 2010 dönemine ilişkin hesaplamada, günlük onbir saati geçen çalışmalar için, bir buçuk saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekirken bir saat ara dinlenmesinin düşülmesi doğru olmadığı gibi, tüm hesap yapılan dönem için fazla çalışma hesabının haftalık fazla çalışma süresi belirlenerek hesaplanması gerekirken aylık fazla çalışma süresi üzerinden hesaplanması da doğru değildir.
3-1.481,96 TL brüt fazla mesai ücretinden davalı bakanlığın, bunun 488,24 TL"lik kısmından davalı şirketin sorumlu olduğu belirtilmiş ise de davalı bakanlığın zamanaşımı def"i ileri sürmesi sebebiyle, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, 1.481,96 TL brüt fazla mesai ücretinden davalı şirketin, bunun 488,24 TL"lik kısmından davalı bakanlığın sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
4-Davalı bakanlığın harçtan muaf olduğu dikkate alındığında, davacının yaptığı yargılama giderleri içinde sayılan 155,00 TL ıslah harcı, 21,15 TL başvuru harcı ve 59,40 TL peşin harçtan sorumlu tutulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.